ALEVİLİKLE İLGİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNİ OLUMLU BULUYORUZ FAKAT AİHM KARARLARININ UYGULANMASINI İSTİYORUZ
Cemvakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan:
YAVUZ SULTAN SELİM İLE ŞAH İSMAİL’İ BARIŞTIRMAMIZ GEREK
-EĞER BİR KÖPRÜYE YAVUZ SULTAN SELİM İSMİ VERİLDİYSE BİR BAŞKA ALANA DA ŞAH İSMAİL İSMİ VERİLMELİ Kİ BU KARARNAMENİN CİDDİYETİ ALEVİLERE YANSISIN.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Cemvakfına bağlı 80 Şube Başkanı ve Alevi dedelerinin katıldığı 3 günlük bir çalıştay düzenledi.
Cemvakfı Genel BaşkanıProf. Dr. İzzettin Doğan sağlık sorunları nedeniyle toplantıya katılamadığını bildirerek olumlu sonuçlar alınması dileklerinde bulundu.
Çalıştayda Alevilikle ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin olumlu karşılandığı fakat hatalı ,eksik ve tamamlanması gereken yönler olduğu vurgulandı. Çalıştayda Avrupa özellikle Almanya güdümlü sözde Alevi derneklerinin hak arama mücadelesinin sokaklarda aramalarının yanlış ve maksatlı olduğu vurgulanırken kararname ile ilgili düzenlemelerin görüşülerek ve hukuksal alanda yapılması gerekliliğine yer verildi.
Cemvakfı Genel Başkan Vekili Hasan Sezgin çalıştay sonrası yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Cem Vakfı ailesi olarak 26-27-28 Aralık tarihleri arasında Balıkesir’de yaptığımız üç günlük çalıştay da Fikir, alışverişinde bulunduk. Yapmamız gerekenleri neler yapacağız; Neler yapılmalı; Devletten,hükümetten beklentilerimiz nelerdir;bunları ele aldık. Tabii ki öncelikli konumuz Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yayınlanan Alevilikle ilgili yeni bir açılım süreci başlatıldı. Burada torba yasaya eklenerek yapılan bir uygulama olduğu için bu bizi üzmedi dersek yalan olur. Çünkü Alevilik torbaya sığmaz. Alevilik Türkiye’nin asli unsurudur. Beklentilerimiz karşılanmadı ama şunu da açık açık ve açık samimiyetle ifade edeyim; bir her zaman sıfırdan büyüktür. Ama siz sıfırı birin arkasına koyarsanız çok değerli kılar. Birin önüne alırsanız değersizleştirir.
Tabii ki atılan her adım olumludur.
Ama beklentilerimizi karşılıyor mu? Değil. Çünkü Alevilik her şeyden önce bir kültür değil. Bir inanç. Biz saz çalarız. Türkü söyleriz. Bu bizim kültürümüzdür. Ama biz saz çalıp semah dönüyorsak bu bizim ibadetimizdir. O yüzden beklentimiz şuydu; Diyanet İşleri Başkanlığı yapısının değiştirilerek ya da geliştirilerek orada bir Alevilik ya da Alevilerle ilgili bir daire başkanlığının kurulması ve bunun da direkt Cumhurbaşkanı’na bağlı olarak hayatını, hayata başlaması, bütün Türkiye’de diyanette ayrılan bütçeden de Alevi vatandaşlarımıza düşen payı da bu kurum üzerinden Türkiye’de yaşayan yirmi beş otuz milyon Alevi vatandaşımıza hizmet etmekte kullanılsın.
Bunu da yapacak olan kurum inanç önderlerimizdir. Şimdi Türkiye’de inanç önderlerimiz ancak Alevilik adına bir araya gelip yol gösterip güzergah çizebilirler. Bunun dışındakiler kurumlar fikirlerini beyan ederler. Ama Alevilik de esas olan asıl olan dedelerdir. Babalardır, inanç önderlerimizdir. Bizim çünkü yolumuzun önderleri, pirlerimiz, rahibelerimiz, müşriklerimizdir. Bu konularda değerlendirme yaptık. Bütün katılım sağlayan yüzlerce dostumuz, arkadaşımız oldu, yöneticimiz oldu, başkanımız oldu, kurucularımız oldu.
Bu konuda fikir teatisinde bulunarak gelişmeleri takip ettik. Umutluyuz. Yarından umutluyuz. “
Cemvakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan:
-EĞER BİR KÖPRÜYE YAVUZ SULTAN SELİM İSMİ VERİLDİYSE BİR BAŞKA ALANA DA ŞAH İSMAİL İSMİ VERİLMELİ Kİ BU KARARNAMENİN CİDDİYETİ ALEVİLERE YANSISIN.
Cemvakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan ise yaptığı açıklamada Cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılamasının hızlandırılmasını beklediklerini, bu sürecin doğru olduğunu ifade ederek “ Ancak doğru bir yola doğru bir raya döşenmiş olması gerekliğini” vurguladı.
Cemvakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan sözlerine şöyle devam etti;
“Kimliğimizin tanınması açısından bu düzenlemeler önemli. Dedelerimizin kimliğinin asimile olamaması yönünde hassas davranmamız gerekiyor.
Hepimizin dediği gibi dedeleri maaşa bağlaması onları devletin bir memuru haline getirebilir ama devletin yanlış işe gireceğini zannetmiyorum. Ben Malatyalı inşaat malzemeleri piyasasında kamyon bekleyip de kamyon geldiğinde kamyon boşaltmak için 3-5 kuruş parayla bekleyen alevi dedesi tanıyorum.
180 bin kişiye verdiğin hakkı sana ait olan kısmını bir başka fonda birikir ve kendi dedelerinin eğitimi de dahil olmak üzere onlara onurlu bir yaşam sunulur.
Bizim de bir şahsiyetimiz ama bizim de bir kimliğimiz var. Bizim de bakmakla mükellef olduğumuz ailemiz, aile efradımız, yakınlarımız var. Onların eğitimi de dahil olmak üzere dedelere beleş maaş verin demiyorum ama onların alınteri olan hakkı olan bir değeri vermek, şahsiyetli inanç önderlerimizin onun bunun eline bakmaktan kurtarmak gibi bir projemizin olması gerek diye düşünüyorum.
Yavuz Sultan Selim de Şah İsmail’i barıştırma konusunda Olay şu. Yavuz Sultan Selim Alevi geleneğinden gelen bir padişahtır. Yeniçerileri yönetmesi için, padişahlık koltuğuna oturması için gerekli bir eğitimden geçmiştir. Eğer Muhteşem Yüz Yıl dizisini seyrettiğinizde
Orada Şehzade Mustafa’nın kabul töreni var. “Ya Ali” diye biter. Çünkü o tünelden geçmediği takdirde ne Yeniçeriye ‘e hükmedebilir, ne babasının padişah koltuğuna oturabilir.
Yavuz da bu koltuktan geçti bu sınavdan geçti. Ve bu sınavların geçtiğinin sembolü olarak kulağına bağlılık küpesi takıldı. Bir şeye dikkatinizi çekelim. Yavuz Sultan Selim’in Topkapı sarayında bir portresi var ve orada bir küpesi var. O rapçi falan değil. Tarikat sınavından geçtiğine dair Balım Sultan nişanı, o küpe kulağında vardır.
O tarikat silsilesinden sınavından geçtiğinde dahi parmak için nişan ediyor.
Peki ne oldu da Alevi geleneğinden gelen Yavuz birden bire değişiyor. En büyük hatası Mısır seferini yaptığı zaman Mısır, El Ezher medresesinden iki bin civarında Sünni din adamlarını getiriyor, saraya yerleştiriyor. Saraya Arapça ve Farsça hakim oluyor,bir Osmanlıca dil ortaya çıkıyor. Yavuz bu andan itibaren Osmanlı geleneğinden gelen Alevi geleneğinden gelen bir padişah değildir
Olması gereken nedir?
Yapılması gereken barışmak derken tabirinden şunu anlamak gerekiyor. Bu tarihi hataları bilimsel olarak halkla bilim adamlarıyla , sempozyumlarla, okullarla, platformlarda tartışarak Yavuz’un ne kadar zarar verdiğini tartışmamız gerek.
Ben inşaat Mühendisiyim. Ama bir tarih merakım da var. Eğer hani bize ta ortaokullarda falan öğretirler; yani işte Osmanlı’da kuruluş dönemi, yükselme dönemi, duraklama dönemi çökme dönemi. Yavuz Sultan Selim Süleyman dönemlerinin yükselme dönemi olarak bizlere öğrettiler.
Hayır. Osmanlı’da çökme yapmış, bu çöküş Sultan Selim’in adrese dayalı kırk bin alevinin katliamıyla başlamıştır. Evet. Kırk bin Alevi katliamı.
Ve bu bir gelenek haline gelmiştir. Ondan sonra Kargalı İbrahim Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rum Devşirmesi binlerce Alevi’yi öldürmüştür.
Ondan sonra Kuyucu Murat Paşa on binden fazla alevi kellesini kuyulara doldurarak öldürmüştür. Bizim tarihte met ederek göklere çıkardıkları Köprülü Mehmet Paşa Boşnak devşirmedir. Onunla ilgili olarak . kimliğini incelemek istiyorsanız Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine bakın, derki; o çok çirkin suratlı adam Üsküdar’dan çoluk çocuk, kadın, genç demeden Alevi kellesi almaya başladı. Ta Anadolu’nun ortasına kadar. Peki bu mu Yavuz? Yavuz’un Yüceliği bu mu? Yavuz’un getirmiş olduğu devlet..
Israrla derim ki Osmanlı’da çöküş Yavuz sultan Selim ile başlamıştır.
Bu nedenle Yavuz ile Şah İsmail’i barıştırmamız lazım. Bu arada aklıma gelmişken Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasında mektuplaşma var. Yavuz Sultan Selim diyor ki sen nasıl bir “şah”sın ki; “Günlerdir haftalardır senin topraklarından geliyorum,, geçiyorum. Sende hiçbir kıpırdama, hiçbir hareket yok. Yani affedersiniz, sen namussuzsun. Böyle bir insanın, bir devletin, bir kralın, bir padişahın toprağı namusudur.”
Ve Şah İsmail şunu cevabı veriyor. “Günlerdir diyor, haftadan beri topraklarımda geldiğini biliyorum. İki nedenden dokunmadım sana. Birinci neden Timur deden Yıldırım Beyazıt’ın malını aldığı zaman senin devletin büyük tehlike yaşamıştı. Bu tehlikeyi yaşamanı tekrar istemiyorum.
İkinci nedeni ise zaten senin ülkendeki insanlar benim taliplerim. Benim müritlerim. Onlara ben kılıç mı çekeyim. Bu insanlar benimdir.”
Çaldıran’a geldiği zaman Yavuz Sultan Selim’in komutanları diyor ki; “Padişahım uzun bir yoldan geldik. Ordu yorgun. Birkaç gün ordu dinlensin, Ondan sonra Şah İsmail ile görüşelim.”
Rütbesiz bir asker şunu diyor; “Padişahim şu an Yeniçeri çadırlarına gidin Şah İsmail’in, Şah Hatayi’nin deyişleri semahları çalıyor. Eğer bu insanlar öğrenirlerse ki yarın Şah İsmail ile savaştığımız anlarlarsa iş tersine döner” der. Yavuz döner komutanlarına şunu söyler “içinizde bir tek kişi doğruyu söyledi. Onun da rütbesi yok.”
Yani bu tarihi hataları masaya yatırarak kucaklaşmamız lazım. Yavuz ile Şah İsmail’i bu nedenle barıştırmamız lazım”
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Bu internet sitesini kullanarak bu çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Çerezleri nasıl kullandığımız, sildiğimiz ve engellediğimiz ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Çerezler (Cookies) sayfasını okuyunuz.
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
Cookie
Duration
Description
cookielawinfo-checkbox-analytics
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional
11 months
The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy
11 months
The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.