Sosyal medya kullanımıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan USMED Gaziantep Şube Başkanı Onur Eyyupoğlu “Türkiye’de 50 milyon kullanıcısı bulunan sosyal medya 2020’de 60 milyona, dünyada ise 4,5 milyara ulaştı. Dijital dönüşüm, geleceğimizi olumsuz etkileyecek.” dedi.
Dünyada artan sosyal medya kullanımı ile ilgili konuşan Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Gaziantep Şube Başkanı Onur Eyyupoğlu, dijital dönüşüm, kişisel veri güvenliği ve yakın gelecekte kullanılacak olan 5G teknolojisi gibi birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Pandemi ile birlikte dijital kullanımın da arttığını söyleyen Eyyupoğlu, “Türkiye’de ortalama 24 saatlik günün 16 saati dijital ortamda geçmektedir. Eve kapanma dönemi dijital kullanımı arttırdı. Dijital televizyon platformları rekor seviyede aboneler almaya başladı. Dijital göçler başladı ve bu süreci atlatma adına hayatımızdan bir saat daha almaya başladı. Dijital medya kullanımı ve bağımlılıkta kötüye kullanım çok daha arttı.” dedi.
“Erkeklerde oyun, kızlarda ise müzik bağımlılığı arttı”
2021 güncel verilerinde Türkiye’de sosyal medya kullanımlarının 60 milyona kadar tırmandığını belirten Eyyupoğlu, “Geçtiğimiz yıllarda 50 milyon bandındaydı ancak bu sene 60 milyona kadar çıktı. İnternet aboneliği ise 65 milyonu geçmiş durumda. Oranlar her sene katlanarak artıyor. Dünya genelinde 4,5 milyar internet kullanıcısı var. Bu sayı 5 milyara doğru tırmanıyor. Dünya nüfusu 8 milyar olarak ele alındığında internet kullanımının çok fazla olduğu görülür. Artık sosyal medya hayatın ayrılmaz bir parçası yerine hayat sosyal medyanın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Gerçek hayattaki oranımız azaldı, dijital hayattaki oranımız arttı. Bunun sonucunda erkeklerde oyun bağımlılığı, kızlarda ise müzik ve online müzik bağımlılığı arttı. Herkese ve her zevke göre bir seçenek olduğu için Kaliforniya Sendromu dediğimiz zevke düşkünlük ve dijital bağımlılıktan kurtulamama gibi sorunlar nedeniyle tüm dünyada istenmeyen sonuçlar oluşuyor.” diye konuştu.
“Çocuklar insanlarla iletişim kuramıyor”
Sosyal medyada kullanıcıların gerçek hayatta yapmadıklarını sosyal medyada rahatlıkla yaptığını, bu durumun ahlaki bir sorun olduğunu vurgulayan Eyyupoğlu, “Eskiden mahalle kültürümüz, değerlerimiz vardı. Büyüklerimiz bu değerleri bizlere yazılım gibi yüklerdi. İnsanoğlunu bir cihaza benzetirsek bu cihaza yazılımlar yükleniyordu. Örnek olarak doğu toplumlarında doğan çocuğa medeniyetle karıştırılmış bir yazılım yükleniyordu. Bu yazılım İslam medeniyeti oluyor. Doğu toplumunun da kendi içerisinde barındırdığı insani değerleri de beraberinde getiriyor. Düşünün artık çekirdek ailede yaşlılar yok. Yaşlılar aynı zamanda bir yazılım yükleyici. Boş zamanlarında evde çocuklara yazılım yüklüyor. Söylediği sözlerle ona yol açıyor, ışık saçıyor. Yazılım yükleyici yaşlılar evde yok. Anne ve baba işten dolayı evde yok. Çocukların kuzenleri de yok. Alt komşularını tanıyamıyorlar ve insanlarla iletişim kuramıyorlar. Düşünün markete alışverişe gidiyor ama kasada bulunan kişinin insan ya da robot olması onun için önemli değil. Çünkü onunla muhabbet etmiyor. Gün içerisinde herkes görevini yapıyor ama çocuklarımıza yazılımı yükleyecek yaşlılarımız yok. Evde kimse yazılım yüklemeyince yazılımı sosyal medya yüklüyor. Sosyal medya ahlakı yani ‘sosyal medya ahlaksızlığı’ dediğimiz olay her şeyin normalleşmesini sağlıyor. Günün sonuna baktığınızda, sosyal medyada yaptığı çalışma onun sosyal medya hayatını öğrenmesine neden oluyor. Gerçek hayattaki binlerce yıllık kadim değerlerini insanlığa, sağlığa, merhamete ve vicdana dair değerleri öğrenmeden sosyal medyada sunulanları öğreniyor. “şeklinde konuştu.
“Gerçek hayatta farklı sosyal medyada farklı kişilik sergileniyor”
Eyyupoğlu, “Z nesli dediğimiz nesil yetişiyor. Sıfırlanmış bir nesil yetişiyor. Sıfırlandığında dijital televizyon platformlarında sosyal medyada oradan ve buradan öğrendiği şeyleri değer olarak algılamaya başlıyor, kendi bünyesine ekliyor. Mahalle kültüründe büyüyen abi, kardeş, akraba ve birilerinin yanlış diyerek uyardığı uyarıları anlayan bir nesil yok. Sosyal medya ne verirse onu alan bir nesil var. Sosyal medyada istenmedik bir kişiliği alıyor. Bunu gizleyerek yaşıyor. Değerler yüklemesini maalesef alamıyor. Alamadığı için ise gerçek hayattan soyutlanıyor ve dijital hayatta farklı bir karakter oluyor. Sonunda ise kişilik bozulmaları meydana geliyor diyebiliriz.” dedi.
“Yerli arama motoru ve yerli uygulamalara ihtiyaç var”
Tüm dünyanın şu anda aynı interneti kullandığını ancak gelecekte her ülkenin kendi internetinin olacağını ve başka bir ülkenin bunu kullanamayacağını hatırlatan Eyyupoğlu, “Ülkelerin kendi interneti, kendi sosyal ağları olacak ve buna kimse giremeyecek. Türkiye bu anlamda BİP’i yaptı. Eskiden olmayan bir şeydi. En azından data (veri) Türkiye’de kalıyor. Devletin öncülüğünde kurulan uygulamalarla kısa sürede milyonlarca kişiye ulaşıldı. Bu uygulamalar en azından bir alternatif olarak görülüyor. Şunu da unutmamak gerekiyor, bu uygulamalar şu anda bir uygulama marketinde bulunuyor. O markette uluslararası bir sorun olsa oradan da kaldırılabilir. Bunun için de kendi işletim sistemimizin yapılması ve kendi arama motorumuzun kurulması gerekiyor. Yerel işletim sisteminin ve arama motorunun hayata geçirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.