Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Pazartesi 30.12.2024 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Pazartesi 30.12.2024 e gazete

HABER METNİ;

MEHMET SİMSEK: ASGARİ ÜCRET SEVİYEMİZ ROMANYA, ÇİN,RUSYA, HİNDİSTAN GİBİ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE GÖRE DAHA YÜKSEK

Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek hükümet olarak her zaman çalışanın yanında olduklarını vurgulayarak 2023 yılında enflasyonun yüzde 64,8, asgari ücret artışının yüzde 107,3 olarak gerçekleştiğini, 2024 yılı enflasyonun gerçekleşme beklentisinin yaklaşık yüzde 45 seviyesindeyken asgari ücretin yüzde 49,1 arttığını dile getirdi.

Şimşek ayrıca Mevcut asgari ücret seviyesinin Romanya, Bulgaristan, Meksika, Çin, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Rusya, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere göre daha yüksek olduğunu ifade ederek şu açıklamayı yaptı;

“Çalışanlarımızın alım gücünün ve refahının kalıcı olarak artması için fiyat istikrarı ön koşuldur. Uyguladığımız programın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımıdır. 

Hükümetlerimiz döneminde daima çalışanlarımızın yanında olduk.

2005-2024 döneminde istihdamı 13,7 milyon kişi artırdık, yani yıllık ortalama 680 binin üzerinde  ilave istihdam sağladık. Programımızı uygulamaya başladığımız 2023 yılı Haziran ayından bugüne kadar istihdam artışı 1,4 milyona ulaştı.

Asgari ücret enflasyonun üzerinde artıyor. 2023 yılında enflasyon yüzde 64,8, asgari ücret artışı yüzde 107,3 gerçekleşti. 2024 yılı enflasyon gerçekleşme beklentisi yaklaşık yüzde 45 seviyesindeyken asgari ücret yüzde 49,1 arttı.

2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyüme yüzde 5,3 iken asgari ücrette reel artış yüzde 5,6 gerçekleşti.

İşgücü ödemelerinin gayrisafi katma değerdeki payı 2024 yılı üçüncü çeyreğinde serinin açıklandığı 1998’den beri en yüksek değeri olan yüzde 37,6’ya ulaştı. Son bir yıldaki artış ise 6,1 puan oldu.

2002’de 112 dolar olan asgari ücretin ABD enflasyonuna göre bugünkü karşılığı 196 dolardır.  2025 yılı için asgari ücret güncel kurla 620 doların üzerindedir. Asgari ücretin dolar karşılığı 2002 yılı seviyesinin 5,6 katına, ABD enflasyonuna göre düzeltilmiş olarak ise 3,2 katına yükseldi.

Mevcut asgari ücret seviyemiz Romanya, Bulgaristan, Meksika, Çin, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Rusya, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere göre daha yüksektir.”

*

*

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’NDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Sait Mesut Doğan, görevine başlaması dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdir ve tensipleriyle bu önemli göreve layık görülmesinden duyduğu onuru dile getiren Prof. Dr. Doğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkürlerini iletti.

GAÜN’ün köklü geçmişi ve bilim dünyasına yaptığı evrensel katkılarla ülkemizde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Doğan, GAÜN’ü daha ileriye taşımak için tüm gayretiyle çalışacağını söyledi.

Yeni dönemde, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirerek araştırma ve geliştirme projelerinde yenilikçi adımlar atmayı, üniversite ile şehir arasındaki iletişim köprülerini sağlamlaştırarak toplumla daha güçlü bağlar kurmayı hedeflediklerini açıklayan Doğan, öğrencilerin akademik ve sosyal anlamda daha donanımlı bireyler olmalarını sağlamak için çalışma ve sosyal aktivite alanlarını artıracaklarını ifade etti. Doğan, akademisyenlerin bilimsel çalışmalarını destekleyecek, daha verimli ve etkin bir ortam sağlayacak imkanlar sunacaklarını da belirtti.

Prof. Dr. Sait Mesut Doğan, bu yeni dönemin GAÜN, şehir, bölge ve ülke için hayırlı olmasını temenni ederken, GAÜN ailesi olarak başarılarla dolu bir geleceği hep birlikte inşa edeceklerine inandığını vurguladı.

FATMA ŞAHİN’DEN REKTÖR DOĞAN’A HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörlüğü görevine atanan Prof. Dr. Sait Mesut Doğan’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette Başkan Şahin, Prof. Dr. Doğan’a yeni görevinde başarılar diledi ve bu görevin üniversite ile şehir için hayırlı olmasını temenni etti.

Prof. Dr. Sait Mesut Doğan ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Başkan Şahin’e teşekkür etti. Prof. Dr. Doğan, Gaziantep Üniversitesinin şehre ve bölgeye katkı sağlamak için çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.

Ziyaretin sonunda Başkan Şahin ve Rektör Doğan karşılıklı olarak hediye takdiminde bulundu.

*

Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Sait Mesut Doğan, Valimiz Kemal Çeber’i makamında ziyaret etti.

Valimiz Kemal Çeber, Rektör Prof. Dr. Sait Mesut Doğan’a yeni görevinde başarılar dileyerek, üniversitenin akademik çalışmalarında muvaffakiyet temenni etti.

*

*

AYINTAB’A DAİR

FRANSIZLARA KARŞI GİRİŞİLECEK SAVAŞ STRATEJİSİ               

Yazı: Mehmet Fatih Bozkurt

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, teşkilatlanmasını hızlı bir şekilde tamamlamış,  gün geçtikçe köylere varıncaya kadar dal budak salmaya başlamıştı. Artık Fransızlara karşı koyabilecek bir kuvvet vücut bulmuş oluyordu.  Fransızlara karşı vakit kaybetmeden bir an önce harekete geçilmesi gerekiyordu.

Güney Cephesi’nde Fransız kuvvetlerine karşı orduyla değil, halkla savaşıldı.  Güçlü şekilde donatılan ve iyi eğitilen orduya karşı koyan iktisadî bakımdan geri bir ülkenin mücadelesi, Gayr-i Nizami Harp yani gerilla savaşıydı. Fransızlara karşı yürütülecek gerilla savaşında temel mantık, düşman güçlü ise ondan sakınılır, düşman güçsüz ise ona saldırılırdı. Cephenin sabit bir yeri yoktu. Düşman neredeyse, cephe oradaydı.

Gerilla savaşı, kır ve şehir gerilla savaşı şeklinde iki alanda birlikte yürütülürdü. Savaşın belirli bir döneminde yıpratma yönlü eylem temeldi. Şehir ve kır gerillasını başlatma ve geliştirme evresinde ise fiziksel yıpratma ve psikolojik yıpratma gerçekleşirdi.

Şehir gerillasınca, sabotaj eylemleri temel, baskın ikinci derecedeydi. Kır gerillasınca baskın eylemleri temel, sabotaj ikinci derecedeydi. 

Kuvayı Millîyenin muharebe taktiği imkân ve şartlar gereği bir yere bağlı kalmamak şartıyla sınırlı sayıda müfrezelerle bir ve birkaç baskın yaparak düşman mevzilerinde karışıklık çıkartmak ve en ziyade başarı elde edilen yerde baskını tamamlamaktı. 

Fransızların, Ermenilerden de istifade ederek bölgeye yerleşmek istemeleri üzerine, Mustafa Kemal, 25 Ocak 1920 tarihinde gönderdiği iki tamimle, Fransızlara karşı savaşta izlenecek yöntemle ilgili rehberlik edecek düşüncelerini paylaştı; Fransız kuvvetlerinin halkı azar azar hâkimiyeti altına almakta olduğunu görüyordu. Bu sebeple, Kuvayı Millîye, sayıları az da olsa çok da olsa, Fransızlarla her yerde çatışmaya girmeliydi. Aralıksız askeri harekât, Barış Konferansı’na Fransa’nın Adana bölgesini ilhakının imkânsız olduğunu gösterecekti. Urfa gibi daha doğuda kalan bölgelerde, gerilla eylemleri ilk tepki olmalıydı. Mustafa Kemal Paşa tamimine, kumandanlarının katkılarını beklediğini belirterek son verdi. 

Kolordu  Komutanlıklarına ve yerel direniş örgütlerine Mustafa Kemal’in, 25 Ocak 1920’de yayınladığı ve Millî Mücadele tarihinde önemli yeri olan Fransız işgaline karşı silahlı savaşının (mücadelenin) başlatılmasını isteyen bu tamim; “işgal altındaki ülkenin geri alınmasını” sağlayacak silahlı savaşımı ordusuz başlatan, bu nedenle savaşımı yalnızca halkın oluşturduğu direniş birimlerine dayandıran bir bildirimdi; bir tür “gerilla yönetmeliğiydi.” 

Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa, 25 Ocak 1920 tarihinde Fransızlara karşı yürütülecek mücadelenin hareket tarzını Kolordulara şu emir ve talimatları bildirmişti:

1. Umumi vaziyete rağmen Fransızlar aleyhine Kuvayı Milliye’nin harekete geçmesini daha ziyade tehirde sakınca ve zarar vardır. Barış görüşmelerinin neticeye bağlanmak istenildiği bu devirde memleketimizi kurtarmak için en büyük kuvveti sarf edeceğimizden Avrupalılar şüphe etmemelidirler. Bu şüpheyi ancak harekât ile gidermek mümkündür. Diğer taraftan Fransızlar Maraş’ta kuvvet ile kesin bir surette yerleşmeye başlamışlardır ki çarpışmanın neticesi ne olursa olsun hadiseye sessiz kalmak,  her mıntıka ahalisini birer birer ezilmeğe maruz bırakmaktadır. Bu nokta-i nazardan dahi Fransızların Maraş harekâtına her yerde fiilen cevap vermek mecburiyetindeyiz.

 2.  Fransızlar aleyhine kıyam harekâtının şekli: Fransız kuvvetlerinin hepsini ayrı ayrı ve birdenbire bulundukları yerde muhasara etmek ve bundan sonra büyüyecek Kuvayı Milliye kitlelerini yavaş yavaş değişik yerlerde toplayacak ve ufak garnizonlardan başlayarak onları arkasından esir ve imha eylemektedir. Muhasara tedbirleri,  demir yolu köprülerini ve tünelleri atmak,  yolları otomobil işlemeyecek  hale  getirmek,  her  Fransız kuvvetinin  her  ulaşım  yolunu  seyyar  müfreze  ile  kesmek,   her  Fransız  kuvvetini ne kadar az olursa olsun mutlaka bir kuvvetle tutuşturmaktan ibarettir. Bu kıyam şeklinde kesin olan başarının sırrı ulaşımın daimi surette durdurulmasındandır. Böylece cephe teşkili gibi bizim için düşmandan daha çok fedakârlığa ve ihtiyaca sebep olabilecek ve siyasi sakıncaları davet edebilecek yöntemlerden de bu suretle mümkün olduğu kadar uzaklaşılmış olur.

3. Kıyam devreleri peyderpey tayin olunacaktır. Birinci devre Urfa kıyamıdır. Bu kıyama hemen başlanacaktır. Bu devrede muhtelif cephelerin vazife, maksat ve harekât tarzları aşağıda bildirilmiştir:

4. 13’üncü Kolordu cephesinin vazifesi Fırat’ın doğusunu tahliye ettirmektir. Bunun için demiryolu hattının devamlı tahribiyle vazifeli değişik demiryolu müfrezeleri, Fransızların işlediği her yol için ulaşım müfrezeleri, her Fransız müfrezesinin bulunduğu binalar veya çadırları her gece ateşe tutacak temas müfrezeleri tayin olunacaktır. Eğer bu müfrezleri işgal bölgesi dâhilinde tertip etmek, mümkün olmazsa mıntıkayı işgal haricinde tertip edilmeli, gidip geleceği yolu ve zamanı tayin eylemeli, emniyetsiz köylerde yatmasına hacet kalmayacak erzakını yanına vermeyi, ikinci müfrezenin gidip vazifesini teslim alması için değişik noktaları tayin eylemelidir. Burada müfrezelerin faaliyet sahaları Fırat’a kadardır. Ulaşım müfrezlerinin her nöbet esnasında bir Fransız kafilesini vurmuş olması şart olduğuna göre hizmet süresi tayin olunacaktır. Temas müfrezlerinin hemen her gece vazifeli olduğu Fransız garnizonuna baskın ateşi yapması şarttır. Eğer iyi tertip olunursa her biri takriben 10 kişilik 20 müfreze ile Fırat’ın doğusunda bulunan bütün Fransızları mahsur bırakmak mümkündür. Bu icraat esnasında her taraftan Kuvayı Milliye kısmı küllileri Urfa Mıntıkası dâhilinde fakat işgal altında bulunmayan yerlere sevk edilecek ve toplanacaktır. Kat’i hücumlar Urfa’dan değil, Fransızların en zayıf oldukları yerlerden başlayacaktır. Demiryolu hattının bir kısmı veya kararlaştırılmış bir muvasala yolu (güzergâhı) üzerindeki vazifeyi bir aşirete kabul ettirmek pek faydalıdır. Aşiret Fransızlarla tutuştuktan sınıra artık devam edip gider.

5. 13’üncü Kolordu aynı zamanda Antep Fransız mıntıkası aleyhine de faaliyet geçecektir. Faaliyet tarzı dördüncü maddede bildirildiği gibi ulaşım ve temas müfrezeleri ile yapılacaktır. Fakat faaliyet sahası nihayet Antep gerisine kadardır ve müfrezlerin dâhilde tertibi lazımdır.

6. Urfa kıyamı devresinde Maraş cephesinin ne suretle kararlaştırılacağı ve açıklığa kavuşacağı şimdilik malum değildir. Fransızlar Maraş’tan işgal ettikleri bölgeyi genişletmek suretiyle ilerlemeğe kalkışırsa 3’üncü Kolordu buna resmi ve gayri resmi bütün silah ve kuvvetiyle mukabele edecektir. Fransızlar işgal ettikleri bölgeyi genişletmeyip de Maraş’ta kalırlarsa ne kadar yakın mesafeye kadar olursa olsun fakat herhalde Maraş, Pazarcık garnizonlarının gerisine yetişecek mesafeye kadar muvasala ve temas müfrezeleri sevk edecektir. Kozan mıntakasında dahi en yakın Fransız garnizonu gerisine müfreze sevk olunacaktır. Bu cephelerde Kuvayı Milliye kısmı küllileri faaliyetle ihzar olunacaktır.

7. 20’inci Kolordu cephesinde müfrezeler serian ihzar ve içeriye girmek için ayrıca talimata intizar olunacaktır.

KAYNAKLAR:

ATASE, (Yarbay İrfan Bey’in Ayıntab Harbine Dair Hatıratı) Arş, 1-3, Dos.222, 164-A, K1.42, Fih.3

Ayhan Öztürk, “Aşk-ı Vatan Timsali Gaziantep”, Türk Yurdu, sy. 52, Ankara 1991, s.51

Adnan Sofuoğlu, “Mondros Mütarekesi Sonrası Türkiye’nin İşgaline Karşı Millî Direniş: Kuvây-ı Milliye (1918-1921), Türkler, C. XV, Ankara 2002, s.624

Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Yıl 5, Sayı 15,  Mart 1956, Belge numarası 382

Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Yıl 5, Sayı 15,  Mart 1956, Belge Numarası 383

Sadi Borak, Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev ve Demeç, Yazışma ve Söyleşileri, Kaynak Yay., 2. Baskı, İstanbul, 1997, s.335