Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 27.12.2024 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 27.12.2024 e gazete

HABER METNİ;

Mustafa Kemal, Ankara Antlaşması ile ilgili görüşlerini, 5 Aralık 1921’de TBMM’de yaptığı konuşmada; Büyük Harb’in bitiminden bu yana Ayntâb yöresi halkı, doğal olarak kendilerini ülkenin kalkınmasına ve refahına adayacak sözlerine karşılık;

ANTEP ATA’YA SÖZÜNÜ TUTTU KALKINMA VE ORTAK KÜLTÜR YAŞAMINDA  MODEL KENT OLDU

SANKO Üniversitesi’nde Cumhuriyetin 101. yılı dolayısıyla tören düzenlendi.

Tarihçi Dr. Öğr. Üyesi Celal Pekdoğan, “Yüce Türk milleti inanç ve kararlığı ile vatanına, bayrağına ve toprağına her zaman sahip çıkmıştır” dedi.

Programda “Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet” konulu sunum yapan Dr. Öğr. Pekdoğan, tüm yokluklara rağmen özgürlük ve vatan uğruna şanlı tarih boyunca pek çok zafer kazanan yüce Türk Milletinin en büyük zaferinin Cumhuriyet olduğunu anımsattı.

Cumhuriyete giden yolda yaşanan süreçleri belgelerle anlatan Dr. Öğr. Üyesi Pekdoğan, güçlü bir devleti öngören Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Devletinin dayandığı esasların, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenlik olduğunu, tam bağımsızlığı ise, “siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel, kısaca her hususta bağımsızlık ve serbestlik” olarak tanımladığını ifade etti.

Dr. Öğr. Üyesi Pekdoğan, Atatürk’ün yeni bir Türk Devleti kurma çabasına girdiğinde getirdiği yeniklere de değindi.

 “Atatürk, tüm dünyaya ilham olmuş büyük bir liderdi. Atamızın yolunda yürümek, Cumhuriyetimize sahip çıkmak ve geleceğimiz olan gençlerimizi de en iyi şekilde yetiştirmek en önemli görevimizdir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Pekdoğan, sunumunu şöyle tamamladı:

Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) bağlamında, 17 Aralık 1918’de Ayntâb’ı işgal eden İngiliz kuvvetleri, kenti, 5.10.1919 tarihinde Fransız işgal güçlerine devr etmişlerdir. Bu durum karşısında, Ayntâb Mutasarrıf Vekili Sabri, Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal’e 16.10.1919 tarihinde gönderdiği yazıda, İngiliz İş­gal Kuvvetleri Komutanı General Lur’a, paylaşıma hiçbir Türk’ün kayıtsız kalma­yacağından söz ederek, teşkilatlanmak için gerekli programın acilen gönderilmesini talep etmiştir. Ayntâb Belediye Başkanı Lütfü, Amasya’da bulunan Mustafa Kemal’e gönderdiği, 20/10/1919 tarihli telyazıda, İngilizlerin yerine Fransız kuvvetlerinin geleceğini, bu durumda nasıl hareket edileceğinin bilgisini iletir. Mustafa Kemal, aynı gün, Belediye Başkanlığı’na verdiği ce­vapta, gereğinin yapılacağını bildirir.

Aynı bağlamda, 20.10.1919’da Ayntâb Türk Ocağı adına Celal İbtidai, Amas­ya’da bulunan Mustafa Kemal’e gönderdiği telyazıda, “…Ayntâb [ın] daimi ve ilelebet Türk kalması için en yüksek düzeyde yapacağınız mücadeleyi büyük bir istek ve he­yecanla bekleriz büyük kumandan” bildiriminden sonra, 23 Ekim 1335/1919’da Doktor Hamid Bey, Mustafa Kemal’e bağlı olarak kurulan,“Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı Hukuk-u Milliye Cemiyetinin Ayntâb Heyet-i Merkeziyesi”nin, kurulduğuna dair telyazıyı Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal’e gönderir. Mustafa Kemal, gönderdiği cevabî 25/10/1919 tarihli telgrafında, kurulan Heyet-i Mer­keziye için başarılar dileyerek, Heyet-i Temsîliyeyi sık sık haberdar etmelerini ve Celal Bey’le çalışmalarını birleştirmeleri gerektiğini bildirir ve Sivas Kongresi’nde Kılıç Ali’yi Bölge Komutanı olarak, Antep ve Maraş’a gönderir.

Senegalli, Cezayirli, Tunuslu ve çok sayıdaki Ermeni’den oluşan Fransız işgal kuvvetinin şehirde baskıcı, yağmacı, yakıcı, yıkıcı ve saldırgan uygulamaları bağlamında, 1 Nisan 1920’de Ayntâb’da, Fransız işgal güçleri ile Kemalistler arasında sıcak savaş başlamıştır. Aralıksız devam eden savaş, 1921 yılı başlarına doğru ilerlemiş ve Fransız işgal güçleri Ayntâb’ı ablukaya almışlardır. 7 Şubat 1921’de 400 deveden oluşan bir erzak konvoyu İbrahimli’ye gelmiş ancak, işgal güçleri tarafından kente sokulmamıştır.

Kuşatma sona ermek üzereyken, Genel Kurmay Başkan Vekili Fevzi (Çakmak)’den İkinci Kolordu Komutanlığına 7.2.1921 tarihli şifreye gönderilen cevapta, “Ayntâb’ı savunanların yeniden 10 günlük erzak bulmaları memnuniyet vericidir. Yiyecek imkânı oldukça kasabayı savunanların kasabada kalmaları ve savunmaya devam etmeleri gereklidir. 10 güne kadar 2’nci Tümenin de kısmen Ayntâb bölgesine girebilmesi muhtemeldir. Yeni kuvvetlerin yolda olduğu kasabayı savunanlara da bildirilerek savunmada direnmelerinin ve içeriden erzak tedarikine çalışarak karşı koymalarının en son sınırlarına kadar çalışmalarının sağlanması rica olunur” emri verilmiştir.

T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemal, 7-8 Şubat 1921’de, Ayntâb Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyeti’ne gönderdiği telyazıda, “Türk ve Müslümanlığın şanını fedakâr bir şekilde yükselten Ayntâb’lı kardeşlerimizin kurtarılması için her türlü girişim ve fedakârlık yapılmış ve yapılmakta devam edegelmiştir. Büyük kuvvetle güçlendirilmesi emir olunan dışarıdaki kuvvetlerimiz pek yakında yeni ve etkili bir girişimde bulunmaya hazırlanmaktadır. Kahraman Ayntâb’ın sayın halkına Türkiye Büyük Millet Meclisinin selam ve takdirlerinin bildirilmesini rica ederim” iletisiyle konu en üst düzeyde açıklığa kavuşturulmuştur.

Bütün bu emir ve yazışmalara rağmen, 9 Şubat 1921’de imzalanan bu anlaşmada, Ayntâb Kemalistlerinin hiç birisinin ve Kuvayı Milliyenin imzası olmadığı gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da kabul edilmemiştir. Öte yandan, söz konusu anlaşmanın uluslararası hukuk bağlamında da hiçbir geçerliliği yoktur. Yapılan bu anlaşma ile Fransızlara, 1400 tüfek, 10 makineli tüfek ve 76.000 fişek teslim edilmiştir. Mustafa Kemal’in başlattığı ve yönettiği “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilkeleri ve programı bağlamında, 8 Şubat 1921’de, kente, “Gazi” unvanı verilmiştir. Öte yandan, T.B.M.M. Başkanı Mustafa Kemal, Batı Cephesi (Eskişehir)’ den, Fevzi Paşa’ya gönderdiği 13 Şubat 1921 tarihli telgrafta, “Muhafız Birliğinden ayrılacak otuz altı erin her türlü donatımı ile birlikte Ayntâb Milletvekili Kılıç Ali Bey’in komutasına verilmesi [hususunun] Ankara’da Muhafız Birliği Komutanı Yzb. Faik Efendi’ye buyrulduğunu” bildirmiştir. T.B.M.M’nin 14 Şubat 1921 günü yapılan ‘Gizli Toplantısında’, Gaziayntâb’a, işgal döneminde ve her koşulda gerekli yardımın yapıldığı, kentin kesinlikle şehit olmadığı, yalnızca yaralandığı, Ayntâb’ın kahraman evlatlarının mutlaka Ayntâb’ı kurtaracakları, bu konuda T.B.M.M’nin daha önce olduğu gibi üzerine düşecek her türlü görevi eksiksizce yerine getireceği ifade edilerek, Gaziayntâb Milletvekillerinden Kılıç Ali Bey’in, Abdurrahman Lâmi Efendi’nin, Ergani Milletvekili Rüştü Bey’in, Karahisarî Şarkî Milletvekili Memduh Bey’in mezuniyetleri kabul edilerek Kılıç Ali Bey Ayntâb’daki teşkîlâta ikinci kez memur edilmiş ve diğerlerinin de beraber gitmesi kararlaştırılmıştır. Mustafa Kemal, kendi deyimiyle, “canımızdan bir parça” olarak değerlendirdiği Kilikya’dan asla  vazgeçmemiştir.

Ankara Antlaşmasın akabinde, ‘Kilikya Hıristiyanları’na yayınlanan bildiride, antlaşma aleyhine ileri sürülen iddiaların tamamen asılsız olduğu vurgulanarak, Avrupa ülkelerindeki azınlıklara sağlanan tüm genel garantilerin şart koşulduğunu ve her iki Hükümetin kabul ettiği garantilerini yerine getirme sözü verdiği, terk edilmiş mülkleri korumak için tüm toplulukların temsil edildiği bir Fransız-Türk Karma Komisyonu görevlendirildiği, herhangi bir yağma eyleminin acımasızca cezalandırılacağı, muhacirlerin evlerine dönmeleri, özgürlük ve adalet bağlamında herkesin güvence altında olduğu vurgulanmıştır. FRANSA İLE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ HÜKÜMETİ ARASINDA, 20 EKİM 1921 TARİHİNDE İMZALANAN ANKARA ANTLAŞMASI’NIN SONUCUNDA, TÜRK ORDUSU’NUN 59. ALAYI, HALKIN SEVİNÇ GÖSTERİLERİ EŞLİĞİNDE GAZİANTEP’E GİRMİŞTİR.

Mustafa Kemal, Ankara Antlaşması ile ilgili görüşlerini, 5 Aralık 1921’de TBMM’de yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle dile getirmiştir :

“Fransa ile yeni imzalanan antlaşma  çerçevesinde, asırlardır ülkemizin ayrılmaz bir parçası olan ancak Büyük Harb’in bitiminden bu yana askerî işgal altında bulunan ….Adana vilayetinin ve topraklarımızın diğer bölgelerinin anavatana dönmesini nasip eden Cenabı Hakka hamdü sena ederim. Bu memleket halkını Büyük Millet Meclisi namına ana yurdunda selâmlamakla bahtiyarım. (…) Büyük savaşın musibet ve hüznüne maruz kaldıktan sonra sükûnete kavuşan Adana ve Ayntâb yöresi halkı, doğal olarak kendilerini ülkenin kalkınmasına ve refahına adayacak (…)” demiştir.

Gazi Mustafa Kemal, 27.12.1937’de, “…Gaziantep ve Gaziantepliler cidden bütün Türkiye’nin en bahtlısıdır.   Kurtuluş savaşında yalnız Gaziantep’e, T.B.M.M.  tarafından gazi unvanının verilmesinin elbette sebepleri vardır. …en kavi zannedilen düşman ordusunun çok üstün ve donanımlı kuvvetlerinden kutsal yurtlarını kahramanca kurtarmış olmaları, işte bu, onlara manevî bir pırlanta kıymetinde şimdi taşıdıkları unvanı vermiştir…” şeklinde duygularını dile getirmiştir. 

*

*

3’ÜNCÜ GAZİ OYUNLARI MEŞALESİ GÖRKEMLİ BİR TÖRENLE ATEŞLENDİ

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle, Gaziantep Valiliği koordinasyonunda, yerelde gerçekleştirilen en büyük spor organizasyonu olan Gazi Oyunları’nın düzenlen açılış töreniyle başladı.

Bu yıl merhum iş insanı Mehmet Erdemoğlu’nun anısına 3’üncüsü düzenlenen Gazi Oyunları, “Spor Şehri Gaziantep” hedefiyle spor kültürünü tüm şehre yaymak ve kente katkı sağlamış isimleri anmak amacıyla organize ediliyor.

Şahinbey Kapalı Spor Salonu’nda yapılan açılış töreni, 4’ü engelli olmak üzere toplam 17 branşta 74 kategoride ter dökecek yüzlerce sporcunun katılımı ve hazırlanan çeşitli gösterilerle renklendi.

Okul bayrakları ve flamalarının geçişiyle başlayan açılış tören, Gazi Oyunları branş tanıtım ve Erdemoğlu Ailesi’ni tanıtan video gösterimiyle devam etti. Yapılan çeşitli gösterimlerin ardından protokol konuşmasına geçildi.

Protokol konuşmalarının ardından nefes kesen gösterilerle program devam etti. İlk olarak minikler kata gösterisi yapıldı. Devamında akrobasi ve basketbol showlarıyla nefes kesen performanslar sergilendi.

Basketbol gösterisinde, oyuncular Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı’nı da dahil etti. Oyuncu basketbol topuyla Başkan Fatma Şahin’in yanına gelerek, selamlaştı ardından parmağında çevirdiği topu Şahin’in parmağına yerleştirdi.

GAZİ OYUNLARI’NIN MEŞALESİ TÜM KATILIMCILARLA YAKILDI

Programın sonunda oyuncular, sporcular ve protokol sahnede 3’üncü Gazi Oyunları’nın başlangıç meşalesini yaktı. Şehrin genelinde 9 ilçede sürecek müsabakaların startı meşale töreniyle başladı.

Törende konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gaziantep için bıraktığı mirası hatırlatarak gençlere seslendi:

 “Atatürk buraya üç önemli mesaj veriyor. Bizi gözlerimizden özel olarak öpüyor çünkü burada ikinci bir Çanakkale var, ikinci bir Plevne var. Eğer Antep başarırsa Anadolu başaracak. Eğer Antep gazi olursa Fransızlara karşı imanıyla durursa bu ülke kurtulacak. İşte o yüzden böyle bir ecdattan geliyoruz, böyle bir şanlı, şerefli tarihimiz var. Şimdi bugünün emanetçileriyiz. Biz geldik, gidiyoruz. Yarın siz burada olacaksınız.”

Şahin, spor altyapısının geliştirilmesine yönelik yatırımlardan bahsederek gençlere şu ifadelerde çağrıda bulundu:

 “Sevgili gençler, hangi dalda kendinizi yetenekli görüyorsanız boş vakit bırakmayın, spor yapın. Her gün spor yapmaya hazır mısınız? Kararlı mısınız? Biz size tesisleri yapıyoruz. Şimdi bir buçuk yıl sonra, inşallah 25 Aralık’a yetiştireceğiz. Kamil Ocak Spor Salonu da bitiyor. Malzeme sorunu olmazsa, okul ve tesis sorunu olmazsa biz niye başaramayalım? Neden Talat Özkarslılar, neden Süreyya Ayhanlar, neden Mehmet Konaklar yetiştirmeyelim? Buna hazır mıyız? Kararlı mıyız? O yüzden iki kanatla uçacağız.”

ÇEBER: SPOR VE EĞİTİMLE GÜÇLÜ BİR NESİL

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, konuşmasında sporun ve eğitimin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

 “Rabbim bir daha ne Gaziantep’imize ne de ülkemizin bir karış toprağına düşman ayağı değdirmesin. Bunun için spor yapmalı, iyi eğitim almalı ve çok çalışmalısınız. Biz gecemizi gündüzümüze katarak sizin için çalışıyoruz çünkü siz geleceğimizsiniz. Tek tek her biriniz bizim için çok özelsiniz. Fatma Başkanınız söyledi; bu oyunlar sizin için kurgulandı. Gençler üzerine yoğunlaşmamızın nedeni, geleceğimizin size emanet olması. Bu nedenle Gaziantep’in gençliği için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.”

ERDEMOĞLU AİLESİ ADINA ERDOĞAN ŞEKER: “VEFA VE HİZMET İLKESİ”

Erdemoğlu ailesi adına konuşan Erdoğan Şeker, merhum Mehmet Erdemoğlu’nun topluma kazandırdığı değerlerden bahsederek şöyle konuştu:

 “Bu yıl 18. ölüm yıl dönümünde Mehmet Erdemoğlu anısına düzenlenen bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederim. Merhum, kazandıklarını topluma kazandırmayı yaşam amacı edinmiş bir insandı. Kendisi adına düzenlenen bu etkinlikte, sporcularımıza başarılar dilerim.”

Programda ayrıca Gençlik ve Spor İl Müdürü Numan Nafiz Şahin, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdal Kılınç ve Eğitim, Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Yasin Tepe de konuşma yaptı.

0

0

GSO’DA 2024 YILININ SON MECLİS TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

SURİYELİ DÖNÜŞLERİYLE SEKTÖRDE İŞÇİ KAYIPLARI İLE SIKINTI  YAŞARIZ

AMA BUNU BİR SÜRE SONRA AŞARIZ

“Suriye’de başlayan yeni dönem ve şehrimizdeki Suriyelilerin geri dönüşleridir. İlerleyen süreçte özellikle emek yoğun sektörlerde işçi kayıpları sebebiyle sıkıtılar yaşanabilir ama biz bunu bir süre sonra aşarız”

 Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Aralık Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Meclis ve Meslek Komite Üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

2024 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği toplantıda, 2025 yılı hedefleri, GSO’nun mevcut projeleri ve gündemdeki konular görüşüldü.

Toplantının açılış konuşmasını yapan GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, ‘’Gaziantepli sanayiciler olarak girişimciliğimiz ve üretkenliğimizle her zaman olduğu gibi elimizden gelenin fazlasını yaparak sanayimizi yenilikçi anlayışla yeni yılda da geliştirmek için devam edeceğiz. Bu anlamda 2024 yılındaki başarılı çalışmalarından dolayı Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Adnan Ünverdi’ye, yönetim kuruluna, meclis ve komite üyelerimiz ile emek veren herkese teşekkür ediyor, yeni yılda gerçekleştirecekleri çalışmalarında başarılarının devamını diliyorum. 2025 yılının şehrimize, ülkemize ve ekonomimize hayırlar getirmesini, ülkemizde ve tüm dünyada iyiliklerin ve güzelliklerin olduğu, savaşların olmadığı bir yıl olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

GSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ADNAN ÜNVERDİ

GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi de konuşmasında, 2024 yılının zorluklarla mücadele ile geçtiğini belirterek şunları kaydetti:

 “Geçtiğimiz yıl başlayan ve bu sene güncellenen Orta Vadeli Program kapsamında enflasyonla mücadele hedefleri doğrultusunda sıkılaştırma devam ediyor. Bu süreçte en başta finansmana erişimdeki güçlükler, maliyetlerin yüksek oluşu ve düşük kur politikaları sanayi üretimini derinden etkiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretim endeksi, ekim ayı verilerine göre sanayi üretimi yıllık yüzde 3,1 azalırken, son 5 aydır yıllık bazda gerileme devam ediyor. Dış ticarette ise en büyük pazarlarımız olan Avrupa’daki durgunluk, Ortadoğu’daki kargaşa, Rusya ve Ukrayna savaşı olumsuz etkisini sürdürüyor.”

Yüksek maliyetler sebebiyle sektörel rekabette güç kaybetmeye başladıklarını dile getiren Ünverdi, ‘’Ülkemizde artan girdi maliyetleri nedeniyle sanayicilerimiz ve ihracatçılarımız zorluk yaşarken; tekstil, konfeksiyon, ayakkabı gibi sektörlerimizde üretim uzak doğu ülkelerine kayıyor. Küresel jeopolitikte ve piyasalarda ocak ayı biraz daha belirleyici olacak. ABD’de Trump hükümetinin görevi devralmasının ardından ithalatta gümrük vergilerini artırmaya yönelik açıklamalarını hayata geçirmesi halinde yeni yılda uluslararası ticarette yeni bir döneme geçilecek. Küresel ticarette daralma ile birlikte ülkemiz adına zorluklar ve yeni fırsatları beraberinde getirmesi de olası görünüyor. Gaziantep olarak en fazla etkileneceğimiz konulardan birisi de Suriye’de başlayan yeni dönem ve şehrimizdeki Suriyelilerin geri dönüşleridir. İlerleyen süreçte özellikle emek yoğun sektörlerde işçi kayıpları sebebiyle sıkıtılar yaşanabilir ama biz bunu bir süre sonra aşarız. Gaziantep sanayisi Suriyeliler gelmeden önce de vardı, onlar ülkelerine döndüğünde de yoluna devam edecektir’’ şeklinde konuştu.

2025 yılı beklentilerine de değinen Ünverdi, ‘’Politika faizinde indirimler gerçekleşse de sıkılaştırma devam edecek. 2025 yılında yine zorlanmaya devam edeceğiz ancak, yıl sonuna doğru bir toparlanma olmasını umut ediyoruz. Bu noktada özel sektörün özveri ve yaşadığı zorluklar karşısında kamu tarafında da tasarruf tedbirlerinin daha net görmek istiyoruz. Enflasyon ve kur arasında açılan makasın dikkate alınarak döviz kurunun rekabetçi hale gelmesi gerekiyor. Ticari kredilerin bir an önce maliyetlerinin düşürülmesi ve ulaşılabilir olması öncelikli beklentilerimiz arasında yer alıyor’’ diye konuştu.

Gaziantep Sanayi Odası olarak yenilikçi projelerle firmaların teknolojik ve yeşil dönüşümü için çalışmayı sürdürdüklerine vurgu yapan Ünverdi, şunları dile getirdi:

 “Bu kapsamda Model Fabrikamızda, deprem bölgesindeki işletmelerimizin üretim verimliliklerinin iyileştirilmesi hedefiyle, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde yeni bir projeye başlıyoruz. İmalat nace koduna sahip işletmelerimize, üretimde verimliliği arttırmaya yönelik, ücretsiz olarak Model Fabrikamızda eğitim ve danışmanlık hizmeti vereceğiz. Bununla birlikte GSO Mesleki Eğitim Merkezimizde firmalarımızın yeşil dönüşümü için karbon ayak izi hesaplamalarını da yapmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 78 firma ile yürütmüş olduğumuz çalışmalar kapsamında, TÜBİTAK’ın bölgemizdeki tek çözüm ortağı olarak 20 firmamız ile protokol gerçekleştirdik ve yeşil dönüşüm yolculuğuna başladık.”

*

*

AYINTAB’A DAİR

GAZİANTEP HARBİNDE ALIN TERİ DÖKEN USTALARIMIZ

İMALATI HARBİYE (HARİKA) FABRİKASI

Tarihte hiçbir savunma gösterilemez ki, bin bir türlü ihtiyaç ve sıkıntıların kanat çırptığı bir durumda ihtiyacı olan araç gereç ve harp malzemesini bizzat kendileri imal etsin. Hem şehirlerini müdafaa etsin hem de bu müdafaayı kendi yaptıkları bombalarla, mermilerle, fişeklerle, uzun müddet sürdürmüş olsun.

Bu fedakarlığı yapan bir şehir, bu şehri işgal etmek isteyen de Fransa devleti olduktan sonra hadisenin tarih-i ehemmiyeti birkaç misli daha artar ve insanlığa hayranlıklar verir.

Tarihte bu yüksek şeref ancak Anteplilere ve Antep’in candan müdafaasına özgü bir kahramanlık ve büyüklüktür.

Mevcut cephanenin yetersizliği ve dışarıdan temin edilmesinin imkânsız olduğu bir zamanda İşte Antepliler bu ihtiyacı da ilkel araç ve gereçlerle tesis ettikleri “İmalat-ı Harbiye Fabrikası” ile temin ettiler.

Şehirde evlerin çatılarından, camilerin kubbelerinden sökülen tudyaları toplayıp, ocakta eriterek kurşun döktüler.

Mağaraların duvarlarında, kalenin eski burçlarında asırlardan beri rutubetle toplanmış küfleri toplandı, kazanda eritildi, süzüldü halis güherçile meydana getirildi. Güherçileye, kükürt ve meşe kömürü katarak kara barut yaptılar.

Ramazan topunu muharip topa dönüştürdüler.

Bozulan tüfekleri tamir ettiler.

İngiliz makineli tüfeklerini Osmanlı mermisi atacak biçimde dönüştürdüler.

Boş fişek kovanlarını toplayıp her gün binlerce fişek dolduruldular.

Allah hepsinden razı olsun mekanları cennet olsun.

KAYNAK: Mehmet Fatih Bozkurt, Tüfekçi Yusuf Usta, Gazikültür Yayınları, Gaziantep, 2021

Fotoğraflar Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 1935 yılında çekilmiş olan “Bir Şehrin Direnişi filminden alınmıştır.

*

Nisan 1920

Antep savunmasi sonrasinda Fransızlar savunmada aktif olarak görev yapan bazı Heyet-i Merkeziye üyelerini, subayları tutuklayarak Amerikan Koleji’nin taş binasına hapsetmişlerdir. Yedi ay burada esir edilen Antepliler iki defa idama mahkum edilmislerdir. Yapılan yoğun çabalar sonucu Maraş’ta Türk ordusu elinde esir bulunan 62 Fransız askerine karşılık serbest bırakılmışlardır.

Fotoğrafta yer alan kişiler:

1-Esat Bey,

2- Mahmut Büdeyri (Heyet-i Merkeziye Üyesi),

3- Abdürrezzak Kepkep Efendi (Heyet-i Merkeziye Üyesi)

4- Teğmen Necmi Bey

5- Hacı Hilmi (Bülbül) Efendi (İaşe-i Umumiye reisi),

6-Jandarma Kumandanı Esat Bey

7-Ferit Arsan Bey (Heyet-i Merkeziye Reisi)

8 -Askerlik Şubesi reisi Binbaşı Abdurrahman Bey

Kaynak :Halil İbrahim Yakar Antep Savunması Hastane Defteri 2014