Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 13.12.2024 e gazete

admin | 13 Aralık 2024 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Ekonomi, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 13.12.2024 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Cuma 13.12.2024 e gazete

HABER METNİ;

GAZİANTEP’TE HAMSİ FESTİVALİYLE KARADENİZ RÜZGARI ESECEK

2. KARADENİZ TANITIM GÜNLERİ VE HAMSİ FESTİVALİ’ 17-22 ARALIK 2024 TARİHLERİ ARASINDA YAPILACAK

Gaziantep Karadenizliler Derneği’nin organize ettiği ‘2. Karadeniz Tanıtım Günleri ve Hamsi Festivali’ 17-22 Aralık 2024 tarihleri arasında Festival Park’ta yapılacak. Gaziantep Karadenizliler Derneği Başkanı Ali Selçik, başarılı çalışmalarına bir yenisini daha eklerken tüm Karadenizli hemşehrilerini ve Gazianteplileri festivale davet etti.

Gaziantep’te Festival Park’ta 17 Aralık 2024 Salı günü başlayacak olan 2. Karadeniz Tanıtım Günleri ve Hamsi Festivali’nin açılış töreninin 21 Aralık 2024 Cumartesi günü saat 15.00’da yapılacağını belirten Selçik, “Kıymetli hemşehrilerim, 2000 Yılında kurulan derneğimizin Gaziantep’te ikincisini yapacağı Gaziantep 2. Karadeniz Tanıtım Günleri ve Hamsi Festivali Şenliğini başlatmak ve bu yıl ikincisini organize etmek de bana nasip oldu. Çok emek verdik, çok çalıştık. Yöresel ürünlerimizle, horon ekibimizle ve birbirinden kıymetli sanatçılarımızla yine güzel bir festival hazırladık. Geçtiğimiz yıl yaptığımız şenlikte eksikliklerimizi gördük. Bu yıl daha güzelini hemşehrilerimizle buluşturmayı hedefledik. 18 il 194 ilçeyi en güzel şekilde Gaziantep’te temsil edeceğiz. Tüm hemşehrilerimizi Gaziantep’e bekliyoruz. Şunu söylemekte fayda buluyorum. Karadeniz’in ve Trabzon Çarşıbaşı’nın evladıyım. Kapımız gelen tüm hemşehrilerimize açıktır. Bu etkinliğimizin gerçekleşmesinde başta Gaziantep Valimiz Sayın Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin, vali yardımcılarımıza, kaymakamlarımıza, bürokratlarımıza ve belediyedeki ilgili kurum yöneticilerimize, Karadeniz Bölgesinde her zaman yanımızda olan ilçe belediye başkanlarımıza ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerimize ve dernek yönetim kurulumuza çok teşekkür ediyorum.” dedi.

Sunuculuğunu Fatma Şentürk’ün yapacağı festival kapsamında Karadeniz Bölgesine özgü yöresel ürünlerin satışının yapılacağı stantlar kurulacağını belirten Selçik, Salı Ragıp Altıntaş, Çarşamba günü Muhammet Ustabaşı, Perşembe günü Mehmet Yılmaz, Cuma günü Zeynep Birinci, Cumartesi günü Resul Dindar ve Pazar günü de Onay Şahin konserlerinin tüm katılımcılara ücretsiz olarak gerçekleştirileceğini belirtti. Pazar günü tüm katılımcılara hamsi ızgara ikramı yapılacağını da belirten Selçik, Dünya Şampiyonu olan Akçaabat Belediyesi Halk Oyunları Ekibi ile MAK Gazidans Halk Oyunları Ekibinin de festivalde sahne alacağını sözlerine ekledi.

*

*

*

“GAZİANTEP, SURİYE’DEKİ YENİDEN YAPILANMADA KİLİT ROL ÜSTLENECEKTİR”

Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı  Suriye’deki son gelişen olaylarla ilgili olarak Suriye’nin yeniden yapılanmasında Gaziantep’in önemli bir rol üstleneceğinin vurgusunu yaparak şu açıklamayı yaptı;

 “Suriye’deki iç savaş, 13 yıl boyunca sadece Suriye’yi değil, tüm bölgeyi derinden etkileyen kapsamlı bir kriz haline gelmişti. Ancak bugün geldiğimiz aşamada, Suriye’deki yeni dönem, bölgedeki güven ve istikrarın sağlanması açısından önemli bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Gaziantep, Suriye’ye olan coğrafi yakınlığı, kültürel bağları ve geçmişteki deneyimleriyle, bu yeni dönemde önemli bir rol üstlenmeye hazırdır.

Suriye’nin yeniden güvenli ve istikrarlı hale gelmesi, sadece bölge halkı için değil, Türkiye ve Gaziantep için de büyük önem taşımaktadır. Suriye ile olan sınır güvenliğimiz, bölgedeki tüm dinamiklerin sağlıklı bir şekilde işlemesi için kritik bir faktördür. Geçmişte yaşanan acılardan ders alınarak, sınırlarımızın güvenliği, bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi ve bölgedeki istikrarın kalıcı hale getirilmesi en öncelikli hedef olmalıdır. Bu süreç, yalnızca güvenlik önlemleriyle değil, aynı zamanda bölgenin yeniden yapılandırılması, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla da mümkün olacaktır.

Suriye’deki gelişmelerle birlikte, Gaziantep’te Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşlerine yönelik bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Bu dönüşler hem insani hem de ekonomik açıdan önemli bir gelişme oluşturmaktadır. Suriyelilerin kendi topraklarına dönmesi, Türkiye ve Gaziantep’in üzerindeki sosyal ve ekonomik yükü hafifletirken, şehirdeki kaynakların daha verimli kullanılmasına olanak sağlayacaktır.

Bu dönüş süreci, Gaziantep’teki iş gücü dinamiklerinde geçici değişikliklere yol açabilir. Ancak, şehrimizin genç ve dinamik nüfusunun etkin bir şekilde yönlendirilmesiyle, bu geçiş dönemi sorunsuz bir şekilde aşılabilir. Özellikle, iş gücü piyasasında aktif olarak yer alabilecek ancak henüz istihdama kazandırılmamış kesimlerin çalışmaya dahil edilmesi, şehrimizin üretim kapasitesinin devamlılığını sağlayacak ve geçici iş gücü eksikliklerini hızla giderecektir.

Gaziantep, güçlü tarım altyapısı ve gelişmiş gıda sanayi kapasitesi ile Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinde kilit bir rol üstlenebilir. Şehrimiz, tarıma dayalı gıda sanayinde elde ettiği başarılarla dikkat çekmektedir ve bu alandaki tecrübesi, Suriye’nin yeniden inşası ile artan gıda talebini karşılamak için büyük bir avantaj sunmaktadır. Gaziantep’te üretilen gıda ürünlerinin Suriye pazarına geniş kapsamlı bir şekilde sunulması, her iki bölgeye de önemli faydalar sağlayacaktır. Bu durum, şehrimizdeki gıda sanayi işletmeleri için yeni iş fırsatları yaratacak, aynı zamanda iki bölge arasında güçlü bir ticaret ağı oluşturacaktır.

Suriye ihracat bakımından Gaziantep’in ihracat yaptığı ülkeler arasında üçüncü sırada yer almakta olup, bu rakamın önümüzdeki dönemde daha da artması hedeflenmektedir. Gaziantep bu anlamda, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde önemli bir rol üstlenmeye adaydır. Suriye ile olan ekonomik bağların güçlenmesi, sadece Gaziantep’in değil, tüm bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Bu süreçte, Gaziantep Ticaret Borsası olarak, sektörlerimize yönelik desteklerimizi sürdürmeye ve şehrimizin ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Suriye’deki güvenliğin sağlanması ve bölgedeki istikrarın kalıcı hale gelmesi, sadece ekonomik açıdan değil, insani açıdan da büyük önem taşımaktadır. Gaziantep, geçmişteki dayanışma ve iş birliği deneyimiyle bu süreçte de önemli katkılar sunmaya devam edecektir.

*

*

*

SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NDE NADİR VAKAYA BAŞARILI SONUÇ

-ATARDAMARI YIRTILAN HASTA SAĞLIĞINA KAVUŞTU

Atardamarı yırtılan hasta, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı operasyonla sağlığına kavuşturuldu.

Bir anda gelişen şiddetli karın ağrısı şikayetiyle SANKO Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine başvuran 44 yaşındaki D. H.’nin karnında literatürde nadir vaka olarak tanımlanan anevrizma rüptürü (Balonlaşma sonucu oluşan kanama) teşhisi konuldu.

Acil serviste hızlı şekilde tetkikleri yapılan D.H., “Karnımda anevrizma rüptürü geliştiği söylendi. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Yücel Yüksel ve Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan hocalarımız, hemen müdahale edilmesi gerektiğini, zor bir ameliyat olacağını belirttiler. Hemen ameliyata aldılar. Ameliyatım başarılı geçti. Şu anda çok çok iyiyim. Ailem ve sevdiklerimle bir aradayım. Doktorlarımıza minnettarım. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diyerek süreci ve mutluluğunu paylaştı.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı / Organ Nakil Merkezi Cerrahı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan ise  hastanın, bir anda gelişen şiddetli karın ağrısı ile acil servise başvurduğunu anımsatarak, “Acil servis ve radyoloji hekimlerimizin yaptığı hızlı değerlendirme sonucunda, hastanın, karındaki ana atardamardan (Abdominal aorta) çıkarak karaciğeri, midenin bir kısmını ve dalağı besleyen ana dalında (Çölyak arter) gelişen balonlaşma sonucu oluşan kanama (Anevrizma  rüptürü) olduğu saptandı” dedi.

 “Bu durum çok nadir görülen bir rahatsızlık olup, literatürde nadir vaka olarak tanımlanmakta ve çok az hastanın hayatta kaldığı bildirilmektedir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan, şöyle konuştu:

 “Hastamızı acil ameliyata aldık, başarılı operasyon ve tedavisinin ardından bir hafta sonra da şifa ile taburcu ettik. Hastanemiz genel cerrahi ve organ nakli ekibi, bu tarz vakalara multidisipliner olarak başarılı bir şekilde müdahale edebilmektedir. Hastamızın bu tür bir rahatsızlık sonrası hastanemizde yapılan müdahalelerle sağlığına kavuşmasından dolayı mutluyuz.”

*

*

ÇİMKO BİYOÇEŞİTLİLİK YARIŞMASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

GENÇLER GELECEK İÇİN SORUMLULUK ALMAYA HAZIR!

Dünyanın geleceğine katkıda bulunmak için çalışmalarına devam eden ÇİMKO, çimento ham madde maden sahalarının rehabilitasyonu için üniversiteler arası Biyoçeşitlilik Yarışması düzenledi.

ÇİMKO’nun faaliyet gösterdiği lokasyonlarda yer alan Gaziantep Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi, Bartın Üniversitesi’ni kapsayan yarışmaya mühendislik, fen edebiyat, orman ve ziraat fakültelerinde öğrenim gören öğrenciler yenilikçi fikirleriyle yarışmaya başvuruda bulundu.

Yarışma sonunda iki birincilik olmak üzere toplamda üç proje ödül kazandı. Düzenlenen ödül töreninde; birinci olan gruptaki her bir üyeye 50 bin TL, ikinci olan gruptaki her bir üyeye 30 bin TL ödül verildi.

Bartın Üniversitesi öğrencileri toprak yapısının iyileştirilmesi ve besin madde dengesinin sağlanmasıyla bozulmuş maden alanlarının rehabilitasyonu üzerine hazırladıkları proje ile birinci oldu. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi öğrencileri, “Kuraklığa Karşı Biyokalkan: Tezbi Çalısı” projesi ile ham madde maden sahalarının rehabilitasyonu ve biyoçeşitliliğin geliştirilmesi için tezbi (Styrax) çalısının bozuk maden sahalarında yetiştiriciliğini sağlayarak yeşil alanlar oluşturmak üzerine hazırladığı proje ile birinciliği paylaştı.

Gaziantep Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı “Döngü-Ekolojik Koridor” projesi, doğadaki bağlantılı habitat alanlarını birleştiren eko-koridorlar aracılığıyla biyolojik çeşitliliği korumayı hedefliyor. Türlerin yaşam alanları arasında güvenli geçiş sağlayarak genetik çeşitliliği artırma, ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde işlemesini destekleyen proje fikri jüri değerlendirmesi sonucunda ikinciliğe layık görüldü.

Sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik konularında gençlerin yaratıcı fikirlerini desteklemeyi amaçlayan ödüllü Biyoçeşitlilik Yarışması, gençleri çevreye duyarlılık konusunda bilinçlendirmeye ve sürdürülebilir projeler geliştirmeye teşvik ediyor.

*

*

AYINTAB’A DAİR

DÜNÜN DÜĞÜN SALONLARINDAN HATIRLADIKLARIMIZ

Gaziantep’te düğün salonları sosyal hayatımızda önemli yer tutan mekânlardandır. Bundan 30-40 yıl kadar önce bu şehirde düğünler yıldızlı otellerde değil, düğün salonunda, geniş ev hayad’larında,ya da mahalle aralarında yapılırdı. Düğün salonlarında yapılan düğünlerinde kendine özgü adetleri, görüntüleri ve gelen davetlilerin tavır ve davranışları olurdu.— Ahmet Özoglu Gaziantep ve Faruk Lök ile birlikte.

Gaziantep’te düğünün diğer adı Gelinçi’dir. Gelinçi 1986 yılına kadar Gaziantep düğünlerinde görmeye alışık olduğumuz düğün eğlence biçimi idi. Gelinci, erkeklerin hatta   damatların bile düğün mekanına sokulmadı, sadece bayanların iştirak ettiği evlilik akdinin nikahtan sonra toplum nezdinde tescillendiği kabul görme adımı, eğlencesiydi.

Gelinci, yani düğün bugün olduğu gibi; salon için ayrı para, ışık ve ses düzeni için ayrı harcama, masa ve sandalye düzeni için ekstra masraf, orkestra için ayrı ödeme yapılmazdı. O günlerde düğünleri diğerinden farklı kılan, dağıtılan bir şişe gazoz, ya da bir kâse dondurma sıra dışı masraflardan sayılırdı.

Düğün salonlarına girdiğinizde hemen girişte sizi “hoş geldiniz” tabelası karşılardı. Ortada oyun oynamak için küçük bir pist, etrafında yan yana dizilmiş ahşap sandalyeler bulunurdu. Gaziantep düğün salonlarına masa 1985’lerden sonra girmiş, salon düzeni içinde yerini almıştı. Salonda klima yerine tavanda bir vantilatör, sahne gerisinde üstte birkaç yanıp sönen renkli ışık, duvarda “yeni evli çiftlere mutluluklar dileriz” levhası, birkaç yerel sanatçı fotoğrafı, çalgıcıların perde gerisinde yer aldığı alan bulunurdu.

Gaziantep’in dünkü düğün salonları içinde en ünlüleri,aklıda kalanları; Belkıs, Alleben, Mehtap, Lale ve   Ağa Camisinin hemen karşındaki Moda düğün salonlarıydı.

Ayrıca Gaziantep’te bir dönem kışlık ve yazlık sinemalardan bazılarında gelinci yapıldığını, Şehir, Baydar, Eski Saray ve Mehtap Sinemalarının   perde önündeki sahnelerinin Gelinçide kullanıldığını biliyoruz.

1985’de Kızılay ,  Tek Kulup, Sultan ve Fuar düğün salonları, düğün yapılan mekanlar arasına katılmış, bu salonlarla düğün geleneksellikten uzak “caz” tabir edilen düğün biçimine dönüşmüştü. Bu salonlar diğerlerine göre daha lüks sayılırdı.

Düğün salonlarında düğünler; öğleden önce saat 10 ile 13 arasında…13,30 saat 16 arası…16.30, 19 …19 .30 -24 saatleri arasında bazen dört düğün yapılabilirdi. Gece yapılan düğünler ekonomik durumu daha iyi olan, en havalı düğünlerden sayılırdı.

Dünün düğün salonlarında yapılan düğünlerde baş rollerde daima düğünü çekip çeviren bir kadın olurdu. Bu kadınlar düğüne gelen davetliler ile perde gerisinde ki orkestra arasında koordinasyonu sağlar, sahnenin boş kalmaması, düğünün şen geçmesi için her yolu denerdi.

Düğün salonlarının en ünlü defçileri ; Belkıs’ta: Halepli  Hayiçe, Mehtap’ta Ayşegül, Lale’de Cudiye, Ağa Camisinin karşında aşık Hasanın çalıştırdığı Moda düğün  salonunda Zekiye Hanım unutulmayan simalardı. Özellikle gündüz yapılan düğünlerde “Defçi” tabir edilen bu kadınlar olmadan olmazdı.

Gaziantep düğünlerinde gelin arabası süslemek, gelin  başını kuaföre götürüp saçını yaptırmak, damadı  damat tıraşı ettirmek ,düğün salonuna girerken “yah..!” basmak, zılgıt çalmak adetti.

1985’lerden sonra özellikle gündüz düğünlerinde düğün salonu ile orkestra arasında yer alan perde kalkmış, çalanlarla düğüne gelenler birbirini görür hale gelmişti.

Perdenin henüz kalkmadığı yıllarda Belkıs düğün salonunda: Cümbüşçü Ali, klarnetçi Kemal, darbukacı sallabaş Hikmet.

Lale düğün salonunda; Cümbüş de Ömer Lök, klarnette nohut Maamet, darbukada Durdu

Mehtap Düğün salonun unutulmayan çalgıcıları ise: Cümbüş de nohut Maamet, klarnette Nohut Mamaed’in kardeşi Abulrezaak ve Darbukacı Ökkeş unutulmayan isimlerdi.

1985’lerde düğün salonlarında perdenin kalkıp gelincide çalıcılar yerine Kızılay, Tek düğün salonu, Şato, Sultan gibi yerlerde yapılan düğün merasimlerinde orkestralar ön plana çıkmaya, düğünün başlamasından bir müddet sonra Ömer Lök, Ahmet Özoğlu gibi sanatçıların sahnede görülmeye başlandığı yıllardı.

O tarihlerde düğün salonları çiftlerin evliliklerine ilk adım attıkları yer olması yanında, sosyal ve kültürel hayatın da nabzının attığı alanlardı. Özellikle kadınlar düğünleri asla kaçırmak istemez, erken saate salonları doldururlardı.

Düğün salonları yeni evlilerin evliliklerine şahit olunan mekanlar olması yanında kadınlar arasında  pek çok konun konuşulduğu, dedikodunun yapıldığı, evlenme çağına gelmiş kızların görücüye çıktığı yerler sayılırdı. Evlenme çağına gelmiş erkek evlat sahibi analar düğüne gelir oğullarına eş olabilecek kızları burada aralardı.

Düğün salonlarına erken gelmek genel bir kuraldı. Düğün Salonlarında tahta sandalyeler yan yana dizli olduğundan erken gelen sıralı sandalyelerin başına bir çocuk oturtur bir sıra kürsüyü gelecek olan tanıdıklarına kapatırdı. Bazıları da sandalye üzerine bir ceket, pardösü, paket kor, gelecek olanlara ayrıldığını gösterirdi.Geç gelen oturacak yer bulamakta zorlanır,kadınlar  arasında çeneleşmeye neden olurdu.

Düğüne her yaşatan insanlar gelirken, düğün salonları ana baba günü olurdu. Giyinmiş kuşanmış kadınlar, Kundaktaki çocuğu ile gelen anneler, beli bükük yaşlı nineler, genç kızlar, her yaştan çocuk salonun müdavimlerinden sayılırdı. Erkekler salona girmez, sadece damat ve arkadaşları bir ara girer çıkarlardı. Düğün salonunun Masa, sandalye üzerine yatılmış Kundaktaki bebek, arada koşuşturan üç beş yanındaki uşaklar, pistin ortasında oynayan bebeler salonun değişmeyen görüntülerindendi.

Özellikle gündüz yapılan düğünlere yemek, bir şeyler atıştırmak gelenekti. Düğünün yöneten  defçi kadın” on dakika mola!..Herkes çıkını açsın, olan olmayan versin” der. Yemek molası verilirdi. Çıkında genellikle; avare leblebi, hedik, kavurga, Dolma, sarma, börek, mevsimine göre elma,  ,portakal olur, paylaşarak yemek  adettendi. Gündüz düğünleri öyle olurdu ki düğün düğün olmaktan çıkar bir halk matinesine döner, yiyecek içecek faslı görülmeye değerdi. .

Düğün salonun “çalgıcıları” bir perde gerisinde oturur, davetlilerin çalınmasını istedikleri parçaları Halepli Hayce’ye söyler da çalgıcılara iletirdi.   Çalgıcıların sigarası, yeme içmesi düğün sahibine ait olur, çalanların şevkinin artması   ikramın ve bahşişin çokluğuna bağlı idi.

Sıcak yaz günlerinde ısınan salon havasında serinlemek için soğuk gazoz satılsa da en çok bakır satılarda buzla soğutulmuş sular herkesin en çok rağbet ettiğiydi.

1980’leden sonra özellikle Almancıların geldiği yaz mevsimlerinde yapılan düğünlerde gazoz ve dondurma ikram etmek düğün sahibi için bir prestij meselesiydi.

Dünün düğünleri ve düğün salonlarında geleneksellik ağır basarken şimdilerde değişen hayat tarzı, yeni yaşama biçimi ve yeni alışkanlıklar, gösteriş merakı toplumsal değerlerdeki farklılaşmalar düğünleri ailelerin boy gösterme,” hava atma” alanlarına dönüştürdü.

Gaziantep’te bugün yapılan düğünlerde israf, müsriflik, gösteriş, rüküşlük, olduğundan farklı görünme merakı had safhadadır. Düğünlerde yuva kurulması esas olmasına rağmen, bugün evlenmeler düğün ve düğün masrafları alilerin ekonomik yıkımına neden olabilecek safhaya gelmiştir. Bu da evlenen çiftlere saadet getirmek yerine, alileri bir ömür boyu borç ödemeye mahkum etmektedir.

Bu da evliliklerin daha kısa sürmesinde önemli bir etken  olarak karşımızda durmaktadır.

Yazan: Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş

Fotoğraf: Ahmet Özoğlu albümünden

NOT:BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILAMAZ.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı