Hoşgeldiniz  

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 30.10.2024 e gazete

admin | 29 Ekim 2024 | e gazete Gaziantep haber ajansı Bülteni, Genel, Gündem, Tüm Manşetler A- A+

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 30.10.2024 e gazete

Gaziantep Haber Ajansı Bülteni Çarşamba 30.10.2024 e gazete

HABER METNİ

CUMHURİYETİN 101. YILI COŞKUYLA KUTLANDI

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümü dolayısıyla Gaziantep’te coşkulu bir kutlama programı düzenlendi.

Gaziantep Valiliği’nde gerçekleşen tebrikat törenine, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep Milletvekilleri Mehmet Eyüp Özkeçeci ve Derya Bakbak, Garnizon Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hakan Aslansoy’un yanı sıra vali yardımcıları, protokol üyeleri, askeri erkân, mülki idare amirleri, gaziler, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Tebrikatların ardından İstasyon Meydanı’nda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama programı düzenlendi. Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hakan Aslansoy ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, tören alanında yer alan birlikleri selamlayarak kutlama programını başlattı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam eden törende Vali Çeber, Cumhuriyet’in anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı.

Vali Çeber, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün, aziz milletimizin Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığı eşsiz zaferler sonucunda kurulan Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıldır elden ele, gönülden gönüle ve nesilden nesile aktarılan muazzez bir hazinedir. Cumhuriyet, cepheye mermi taşıyan nenelerimiz, kundaktaki bebeğiyle cepheye yardıma koşan, evladından çok taşıdığı mermiyi düşünen bacılarımızdır. Cumhuriyet, annesinin peçesine uzanan namahrem eli kırmak için şehit olan evlatlarımızdır.”

“Türkiye Cumhuriyeti, bölgesinde ve dünyada kimsesizlerin kimsesi olan bir ülkedir,” diyerek devam eden Vali Çeber, “Balkanlardan Kafkasya’ya, Asya’dan Afrika’ya, Türkistan’dan Filistin’e kadar nerede gözü yaşlı bir mazlum, mağdur ve ihtiyaç sahibi varsa yardımına koşan, elinden tutup kaldıran, derdine derman olan Türkiye’dir. Bu düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları başta olmak üzere, bin yıldır vatan toprağı için canını feda eden tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. Gazilerimizi minnetle anıyor, tüm Gaziantepli hemşehrilerimin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum,” ifadelerini kullandı.

Protokol konuşmalarının ardından, öğrenciler tarafından şiirler okunarak, halk oyunu gösterisi yapıldı. Son olarak da kolluk kuvvetleri ile çeşitli okulların tören geçişi ile son buldu.

*

*

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda düzenlenen 29 Ekim Özel Programı’na katıldı.

Konuşmasına Cumhuriyet’in ilanının 101. yılını kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin Başkomutanı, Cumhuriyet’in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istiklalin ve istikbalin inşasında emeği, katkısı olan kahramanların her birini saygıyla andı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıldır bu toprakları vatanımız olarak tescillemek için canlarını feda etmekten çekinmeyen tüm şehit ve gazileri rahmetle anıyorum. Bugün de ister üniformalı ister TUSAŞ’ta olduğu gibi üniformasız olsun milletimizin huzuru ve devletimizin bekası uğrunda hayatları pahasına mücadele eden kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Milletçe birlik ve beraberliğe sahip çıkarak iç cepheyi sağlam tuttukça terör örgütlerinin de onları besleyip ülkenin üzerine salan şer güçlerinin de emellerine ulaşamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nevzuhur devletlerin, köksüz toplumların, kendi çıkarları dışında hiçbir insani değeri önemsemeyen küresel tröstlerin anlamadıkları bir hakikat var. Bu hakikat, Türkiye Cumhuriyeti’nin, bizim binlerce yıllık devletler silsilemizin son temsilcisi olduğudur. Onlar sanıyorlar ki bu milletin devleti sadece 101 yıllık geçmişe sahiptir. Hâlbuki Cumhuriyetimiz 101 yıl önce yeni bir devlet olarak değil, yeniden başlangıcın sembolü bir rejim olarak kurulmuştur. Ordumuz başta olmak üzere devletimizin omurgasını oluşturan kurumlarımızın kuruluş yıllarının yüzlerce, hatta binlerce yıl öteye uzanması bu hakikatin en açık ifadesidir.”

“SAHİP OLDUĞUMUZ İMKÂNLARIN VE AZMİN ÜZERİNDE YÜKSELDİĞİMİZ BİR DÖNEME GİRİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluşundan itibaren Cumhuriyetimizin elbette kimi eksikleri olmuştur, kimi zaafları olmuştur, hatta kimi hatalı tercihleri de olmuştur ama bunların hiçbiri tevarüs ettiğimiz köklü tarihi, zengin medeniyeti, tüm dünyaya örnek teşkil eden insani değerleri gölgelemeye yetmez. Tam tersi, bu millet, tarihin her döneminde maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelmeyi başararak küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil bir millettir” diye ekledi.

“Bugün küllerimizin değil, sahip olduğumuz imkânların ve azmin üzerinde yükseldiğimiz bir döneme giriyoruz. Bir başka ifadeyle, yeniden ve daha güçlü bir başlangıcın arifesindeyiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yokluklar içinde yürütülen Millî Mücadele nasıl zaferle taçlandırıldıysa Allah’ın izniyle bu mücadeleyi de başarıya ulaştıracaklarını söyledi.

Her milletin devlet mefhumuna bakışının farklı olduğunu ancak Türk milleti kadar kaderini devletiyle beraber görmüş başka bir millet olmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ezelden beri her şeyin fani olduğuna inanan milletimiz sadece devletini ebed müddet tahayyül etmiştir. Bu düşünce Orhun Kitabelerinde, ‘Ey Türk milleti üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.’ diye ifade ediliyor. İstiklal Marşımızda da ‘Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal’ seslenişiyle bu hakikat tekrar vücut buluyor. Türkistan’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş coğrafyada kurduğumuz her devletimizin varoluş kodları bu anlayışla yoğrulmuştur. Bizim için Asya Hun Devleti’nden Göktürklere, Uygurlardan Karahanlılara, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan, şanla şerefle dolu koskoca bir tarihin istisnasız tamamı birdir, bütündür ve milletimize aittir. Anadolu’ya geldiğimizde de burada yaşayan insanların tamamını şefkatle ve adaletle kucaklayarak kendimizden ayrı görmedik, cihan devletimizin ayrılmaz bir parçası olarak bağrımıza bastık.”

“HEP BİRLİKTE YÖNÜMÜZÜ TÜRKİYE YÜZYILI’NA ÇEVİRMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”

Geride kalan yüzyılın başlarında yaşanan acı hadiselerin hiçbirinin sebebinin Türk milleti olmadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, emperyalistlerin vaatlerine, yalanlarına, tahriklerine kapılan bin yıllık komşuların, kendi hırslarının ve hatalarının bedelini ödediklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizi kurduktan sonra, devletimizin sınırları içindeki her bir insanımızı adil ve eşit vatandaşlar olarak kabul etme sürecimiz biraz sancılı geçmiş olabilir. Ama nihayetinde bunu da başardığımızı düşünüyorum. Geldiğimiz noktada artık, geçmiş bir asırdaki acıları yarıştırma, yanlışlarla hesaplaştırma anlayışını geride bırakıp, hep birlikte yönümüzü Türkiye Yüzyılı’na çevirmemiz gerektiğine inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.

“MİLLÎ MÜCADELE TEK BAŞINA, BU HALKIN EN ZOR ŞARTLARDA BİLE NELER YAPABİLECEĞİNİN EN GÜZEL TİMSALİDİR”

Dünyada ve bölgede tarihî gelişmelerin yaşandığı, siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinin kapılarının aralandığı bir dönemde olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böyle bir dönemde 85 milyon hep birlikte Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında bütünleşmemiz çok daha önemli ve hayati hâle gelmiştir. Bunun için de ülke ve millet olarak önümüzdeki siyasi, sosyal, ekonomik sorunları hızla çözmemiz şarttır. Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların, bu geniş arka plan ışığında ön yargısız olarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu yaklaşım, kadim devlet aklının, milletimizin binlerce yıllık tecrübesinden süzülüp gelen irfanının gereğidir. Hazreti Mevlana’nın ifadesiyle, yeni şeyler söylememiz gereken, sorunları görmezden gelen değil, kararlı irade ortaya koyup çözmemiz gereken bir iklime girdik. Aksi hâlde nevzuhur devletlerden ve toplumlardan bir farkımız kalmaz. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Millî Mücadele tek başına, bu halkın en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin en güzel timsalidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’de asker sayısı, ekonomik güç, silah, teçhizat, ulaşım ve istihbarat imkânları bakımından üstün tarafın işgalciler olmasına rağmen, Allah’ın nusret ve inayetiyle zafer kazananın Tükler olduğunu belirtti.

“KARANLIK SENARYOLARA TESLİM OLMAYACAK, SİNSİ OYUNLARA YENİLMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü ‘Kuva-yı Milliye’yi amil, İrade-i Milliye’yi hakim kılmak’ hedefiyle el ele verdik, kenetlendik, yekvücut olduk. ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ emri gereğince, Millî Mücadele’de hiç kimse yan yana yürüdüğü arkadaşına Türk mü, Kürt mü, Alevi mi, Sünni mi olduğunu sormadı. Ülkenin dört bir yanındaki illerimizin temsilcileri Ankara’da buluşup Büyük Millet Meclisi’nde omuz omuza verdi, birlik oldu” diye konuştu.

Sakarya’da, Dumlupınar’da, Maraş’ın, Urfa’nın, Antep’in, İzmir’in işgalden kurtuluşunda hep bu ruhla düşmanın mağlup edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele dönemine ait bir hatırayı paylaşarak, şöyle devam etti: “Yunan işgal kuvvetlerinin ilerleyişinden dolayı ordumuzun Sakarya’nın doğusuna çekilmesi gündeme gelmişti. Birçok kişide endişelere sebep olan bu fikri tartışmak üzere Meclis gizli oturumla toplandı. Fevzi Paşa, ordunun rahatça manevra yapmasını sağlamak için Meclis’in Kayseri’ye taşınmasını teklif ediyordu. Meclis açıldığından beri hiç söz alıp konuşmamış, yemin merasiminden başka kürsüye çıkmamış olan Dersim Mebusu Diyap Ağa elini kaldırdı. Oturum başkanının davetiyle kürsüye gelen Diyap Ağa, Meclisi süzdü ve ‘Lafım kısadır’ dedi. ‘Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi?’ Meclis alkıştan yıkılırken, tartışma o cümleyle hitama erdi. İşte böyle çelikten bir iradeyle kazandığımız Millî Mücadele dünyada pek çok toplumun istiklal umudunu da yeşertmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’i kurarak çıkılan yeni yolun, zaman içinde mazlum milletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarına giden kapıları açtığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bugün de bir asır önce Meclis kürsüsünde yaşanan iklimi yeniden hissediyor, aynı şeye inanıyor, aynı şeyi söylüyoruz. Yine bir asır önce olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizin umudunu yaşatacak, azmini bileyecek, inancını kökleştirecek tarihî bir duruş sergiliyoruz. Şunun bilinmesini isterim, hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alıkoyamayacak. Milletçe ve devletçe, dünyada ve bölgemizde oynanan oyunlar karşısında kaçmayacak, geri adım atmayacak, karanlık senaryolara teslim olmayacak, sinsi oyunlara yenilmeyeceğiz.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI MUTLAKA HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine, onurlu ve dirayetli duruşumuzdan taviz vermeden, kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Sınırlarımızın güvenliğiyle yetinmeyecek, bölgemizin ve dünyanın huzuru, mazlumların felahı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi, sosyal ve ekonomik tüm hedefleriyle Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka ama mutlaka hayata geçireceğiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde bu ahde 85 milyon vatandaşın her birinin canıgönülden katıldığına inandığını dile getirdi.

“BİN YILLIK KARDEŞLİĞİMİZİ BÜYÜTELİM, GÜÇLENDİRELİM”

Köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayrıt etmeksizin, yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan herkese, tüm vatandaşlara samimiyetle seslendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cümlelere yer verdi: “Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim. Gelin, son iki asırdır dünyada yaşanan büyük dönüşümleri kaçırmamıza yol açan farklılıklarımızı, Türkiye Yüzyılı’nın inşasının harcı, tuğlası, demiri hâline getirelim. Gelin, Hünkar Hacı Bektaş’tan aldığımız ilhamla bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Gelin, ayrık otlarını değil, bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim. Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes, tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır. Vatan topraklarındaki bin yıllık varlığımızı şanla, şerefle taçlandıracak yeni başarıları hayata geçirene kadar bize durmak, duraksamak yoktur. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümü bir kez daha kutlu olsun. Yurt içinde ve dışında bulunan vatandaşlarımızla birlikte, kendilerini bizden ayrı görmeyen, kardeş ve soydaş bütün halkların da Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum.”

Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, istiklal ve istikbal mücadelesinin tüm önderlerini, emektarlarını saygıyla yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yıldır bu toprakların vatan olması için, canlarını vermek dâhil hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan şehitlere ve gazilere Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından 2024 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen isimleri açıkladı. Buna göre, Bilim Kültür alanında Gönül Tekin, Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, sinema alanında Göksel Arsoy, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar büyük ödüle layık görüldü. Vefa ödülünün sahibi ise Halit Refiğ oldu.

*

*

DÜNYA HALI MODASININ GELECEĞİ GAZİANTEP’TE YAZILIYOR

Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği ve Gaziantep Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Makine Halısı Tasarım Yarışmasında derceye girenler ödüllendirildi. Dereceye girenlerin ödüllendirildiği gecede yeni nesil halı tasarımları da tanıtıldı.

Bu yıl 10.kez düzenlenen Tasarlayın Dokuyalım, Makine Halı Tasarım Yarışması ödül töreni GAİB hizmet binasında düzenlenen ödül törenine Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti Milletvekili Doç. Dr. Derya Bakbak, CHP Milletvekili Melih Meriç, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Av. Umut Yılmaz, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek, Halı Sektör Kurulu Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Kaplan, İstanbul Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Hayri Diler, AK Parti İl Başkanı Fatih Muhaddis Fedaioğlu, CHP İl Başkanı Reis Reisoğlu, davetliler ve sanayiciler katıldı.

Üretimin Başkentiyiz, Halı Modasında da Belirleyiciyiz

GAİB hizmet binasında sergilenen finalistlere ait dokunmuş halıları inceleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak ve protokol üyeleri tasarımcılarla uzun uzun sohbet ederek başarılarından dolayı kutladılar.

Dünya halı üretiminin merkezi konumundaki Gaziantep’in aynı zamanda dünya halı modasının belirleyici haline geldiğini ifade eden Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Zeynal Abidin Kaplan “Halı, kültürel mirasımızın önemli bir parçası ve aynı zamanda ülkemizin ekonomik dinamiklerinin güçlü bir göstergesidir. Türkiye, zengin tarihî geçmişi ve sanatsal yetenekleriyle halı üretiminde dünya çapında bir üne sahiptir. Gaziantep halı üretiminin ana şehridir” dedi.

Sektör başarısında tasarımlar büyük rol oynuyor

Halı sektörünün başarısında tasarımın önemli rol oynadığına da dikkat çeken Başkan Kaplan “Günümüzde küresel ölçekte yükselen enflasyon, ülkelerin uyguladığı sıkılaştırma tedbirleri ve jeopolitik krizler, uluslararası ticareti zor bir konjonktüre sokmaktadır. Bu zorlu ortamda, uluslararası rekabet gücümüzü korumak ve sektörümüzü daha ileri seviyelere taşımak için katma değeri yüksek, kaliteli ve özgün ürünler sunmanın önemi daha da artmaktadır. Bu bağlamda, üretim, AR-GE ve tasarım birimlerimizin rolü her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.

Ulusal ve uluslararası pazara sunulabilecek, makine halıcılığı sektöründe moda yaratabilecek özgün tasarımların ortaya çıkarılması, müşterilerin beğeni ve tercihlerine doğru ve zamanında cevap verilebilmesi firmalarımızın sahip olduğu bu uluslararası rekabet avantajlarını koruyabilmeleri açısından özgün tasarımlar üretebilmek önem arz etmektedir” dedi.

216 tasarım dereceye girmek için yarıştı

Tasarım yarışmasına her geçen gün ilginin arttığına da dikkat çeken Başkan Kaplan bu yıl toplam 216 eserin yarışmaya müracaat ettiğine dikkat çekerek “Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği ve Gaziantep Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Makine Halısı Tasarım Yarışmaları, sektördeki genç yeteneklerin keşfedilmesi ve desteklenmesi adına önemli bir adım olmuştur. Bu yıl yarışma Gaziantep Üniversitesinden katılanlar ve diğer üniversiteden katılanlar olmak üzere 2 kategoride düzenlenmektedir. Yarışma her yıl olduğu gibi bu yıl da ilgiyle karşılandı. Gaziantep Üniversitesinden katılanlar kategorisinden 65, diğer üniversitelerden katılanlar kategorisinde ise 151 olmak üzere yarışmaya toplamda 216 farklı tasarım başvurusu alınmıştır. Bu başvurular alanında uzman isimlerden oluşan deneyimli jüri üyelerimizle titiz bir şekilde değerlendirilmiştir. Değerlendirme süreci sonucunda Gaziantep Üniversitesinden katılanlar kategorisinde 5, Diğer Üniversitelerden katılanlar kategorisinde ise 15 olmak üzere toplan 20 tasarım finale kalma hakkı elde etmiştir. Finalistlerin, Gaziantep Üniversitesi’nde gerçekleştirilen oryantasyon programı ile halı sektörünün dinamikleri hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır” dedi.

Genç yetenekleri halı sektörüne kazandırıyoruz

Halı sektörünün bir çok alanına genç yeteneklerin kazandırıldığına dikkat çeken GAHİB Başkanı Zeynal Abidin Kaplan değerlendirmesine “Halı tasarımı alanında atılan bu adımlar hem katılımcıların yeteneklerini geliştirmeleri hem de sektördeki yenilikçi fikirlerin hayata geçmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Tüm bu çabalar, Türkiye’nin halı sektöründeki uluslararası prestijini artırmak ve dominant pozisyonunu perçinlemek, sektörü daha parlak bir geleceğe taşımak ve genç tasarımcıların yolunu açmak için yapılmıştır. Yarışmamıza katılarak bizleri gelecekle ilgili umutlandıran bütün yarışmacılarımıza gelecek hayatlarında başarılar diler, emeği geçen sektör paydaşlarımıza teşekkür ederim” şeklinde devam etti.

Şampiyon finalistlere ödül yağdı

Yapılan konuşmaların ardından dereceye girenlere ödülleri Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti Milletvekili Doç. Dr. Derya Bakbak, CHP Milletvekili Melih Meriç, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Av. Umut Yılmaz, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek, Halı Sektör Kurulu Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Kaplan, İstanbul Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Hayri Diler, AK Parti İl Başkanı Fatih Muhaddis Fedaioğlu, CHP İl Başkanı Reis Reisoğlu, ve Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Çıkmaz ile protokol üyeleri takdim etti. Bu yıl Gaziantep Üniversitesi’nden katılanlar ve diğer üniversitelerden katılanlar olarak iki kategoride gerçekleştirilen yarışmamızda dereceye giren finalistlerimiz para ödülü alırken finale kalan tüm yarışmacılarımız Grafik Tablet almaya hak kazandı.

Gaziantep Üniversitesi Kategorisinde Dereceye Girenler:

1-Mustafa Enes Osanmaz / Deja Vu

2-Ayşenur Özdemir / Doğanın İlmeği

3-Zeynep Hilal Karademir / Zenith İniş ve Çıkışlar

Diğer Üniversiteler Kategorisinde Dereceye Girenler:

1-Zeynep Kübra Köroğlu / Ruh Motifi

2-Esra Şahin / Aztec Spirit

3-Halil Çelik / Kozmoperspektif

4-Gülin Rodoplu / Silent Storm

5-Ceren Kurtuluş / Namütenahi

Dereceye girenlerin ödülleri ise şöyle oldu; Yarışmanın şampiyonları 90.000₺, İkinciler 70.000₺, Üçüncüler 50.000₺, Dördüncü 40.000₺, Beşinci 30.000₺ almaya hak kazandı.

Yarışma finalistlerinin tasarımları dokunmuş halı olarak GAİB hizmet binasında yıl sonuna kadar sergilenecek. 

*

Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun…

1930 lu yıllarda Gaziantep’te Cumhuriyet Bayramı kutlamaları.

Yer : Halkevi önü,Değirmi Suvak

24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan şehrindeki Lozan Üniversitesi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmış fakat devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos’ta ilk toplantısını yapmıştır ve 13 Ekim’de Ankara, başkent ilan edilmiştir. Bu dönemde Atatürk, egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekim akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırmış ve “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz,” demiştir.

29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan “Cumhuriyet” önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devleti’nin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı