Hoşgeldiniz  

HAZİNE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK’DEN EKONOMİYE POZİTİF ENERJİ( Köşe Yazısı-Halil Eyyupoğlu

admin | 30 Temmuz 2023 | Ekonomi, Genel, Gündem, HALİL EYYUPOĞLU Köşe Yazısı, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler


admin
oeyyupoglu1@gmail.com

HAZİNE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK’DEN EKONOMİYE POZİTİF ENERJİ( Köşe Yazısı-Halil Eyyupoğlu

Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek son ekonomide gelişmeleri değerlendirerek umut verici açıklamalar yaptı

“Rasyonel politikalar meyvelerini vermeye devam ediyor…”

Şimşek twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle; Mayıs ayında 700 baz puana yükselen CDS’ler (risk primi – Türkiye’nin dolar cinsinden kredi iflas riskini gösteren beş yıllık kredi temerrüt takası) bugün 400 baz puanın altını gördü.

Piyasada faizler yükselme eğilimine girdiği anda işletme alternatif kaynaklara yönelmek zorunda. Çünkü faizlerin yükselmesi demek yatırımcıların pay senetlerine olan taleplerin azalması demek.

Finansman belirlendikten sonra finans yöneticileri son bir karar daha almalı. Kar payı dağıtım kararları.”

Mehmet Şimşek yoksa takvimi geriye atarak 1980 lerin sıkı para politikasına mı dönüyor?

1980’li yıllar Türk sermaye piyasalarında önemli gelişmelerin yaşandığı yıllar. 24 Ocak 1980 istikrar tedbirleri ile ekonomide sıkı para politikası uygulamaya konulmuş  ve  faiz  oranları  serbest  bırakılmıştı.  Faizlerin  serbest  bırakılmasıyla  hızla yükselen faizler, ucuz kredi kullanmaya alışan şirketleri büyük bir finansal sıkıntıya sokmuştu

 Bu yıllarda halktan yüksek faizlerle fon toplayarak şirketlere  yönelten  çok  sayıda  banker  kuruluşları  türedi..  Ancak  banka  ve  bankerler  arasındaki  rekabet,  çok  sayıda  güvenilir  olmayan  bankerlerin  ortaya  çıkması  ve  ilgili  alandaki  yasal  boşluklar  çok  sayıda  kişinin  paralarını  kaybetmesine  neden  olmuştu.

 Bankerlerin  iflası,  kaçışı  ve  tasfiyeleri  ile  sonuçlanan  sermaye  piyasası deneyimi, bu alandaki yasal düzenlemelere ihtiyacı artırmıştı. Bunun üzerine 1981 yılında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 1983 yılında ise menkul kıymet borsalarının kuruluşunu öngören Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmış ve 1985 yılı sonunda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası resmen kurulmuştu.

24 Ocak 1980 tarihinde yürürlüğe konulan istikrar programı; Türk ekonomisi ve sermaye piyasası tarihinde yeni bir anlayışın, yeni bir yaklaşımın dönüm noktası  olmuştu.  Bu  program,  serbest  piyasa  ekonomisinin  kuralları  içinde  işleyen  bir ekonomik sistemin oluşmasını amaçlamıştır. Bu anlayışa paralel olarak sermaye piyasasının gelişmesinde gerekli yasal boşluğun doldurulmasına çalışılmıştı.

24 Ocak 1980 kararları ve peşinden gelen en yüksek enflasyonist kırılma 5 Nisan karalarından sonra ülkemizde finansal piyasada karşılaşılan en önemli problem, ekonominin genel dengesi içinde düşük olan tasarrufların arttırılması ve bu tasarrufların etkin bir biçimde yatırımlara kanalize edilmesinde karşılaşılan güçlükler olmuştur.

 Finansal  piyasaların  serbestleştirilmesine  yönelik  çok  sayıda  yapısal  değişiklikler  gerçekleştirilken bu  tedbirler  arasında  mevduat  ve  kredi  faizlerinin  piyasa  güçlerince  belirlenmesi  ve  mali  kesim  kurumlarının  oluşması 1989’da Türk Lirası konvertibl kılınarak dış dünya ile mali ilişkilerde tam bir serbestleşmeye gidilmiştir.

Finansal  piyasalarda  son  yıllarda  yaşanan  hızlı  gelişmeler  yeni  bir  yasal  alt-yapı  ihtiyacını  doğurmuştur.   

2013 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, Borsa İstanbul çatısı altında birleştirilmiştir. Bu birleşmeyle birlikte Borsa İstanbul her türlü finansal aracın tek çatı altında alınıp satılabilmesine imkân tanıyan, FİNANSAL SÜPERMARKET anlayışı altında faaliyet gösteren bir yapıya kavuşturulmuştur.

Bakan Şimşek bir açıklama daha yaptı. Mehmet Şimşek twitte hesabından;

Yatırımcıların Türk varlıklarına olan ilgisinde bir artış görmekten memnuniyet duyuyoruz. Önümüzdeki üç yıl içinde artması beklenen GCC ülkelerinden gelen DYY girişlerine ek olarak, öz sermaye ve borç anlaşmalarında bir artış gördük. Yakın zamanda kamuya duyurulan birkaç işlemin altını çizmek isterim:

İlk olarak, Yapı Kredi hisselerinin bu hafta kurumsal yatırımcılara başarılı bir şekilde arzı:

– 250mn $ – son 3 yıldaki en büyük özsermaye arzı

– 5 kattan fazla talep

– 40’a yakın ABD ve Avrupalı ​​Yatırımcı (çoğunlukla uzun vadeli ve bazı hedge Fonlar).

İkincisi, MNG Kargo’nun bu hafta DHL tarafından satın alınması.

Üçüncüsü, geçen hafta Ronesans Enerji ile TotalEnergies arasındaki ortaklık.

Tüm bu işlemler, Türkiye’ye ve sağlam makroekonomik politikalar uygulama çabalarımıza duyulan güveni göstermektedir.

Türkiye’ye yapılacak uzun vadeli yatırımlar, politikalarımızı destekleyecek, Lira’da istikrara kavuşacak ve son dönemde başlatılan mali ve parasal sıkılaştırmanın büyüme üzerindeki etkisinin daha hafif olmasını sağlayacaktır.”

SON SÖZ: Yani anlaşıldığı üzere borsa ,iç borçlanma, yastık altıdaki paralardan artık söz edilmiyor. Şimşek’in deyişi ile “faizlerin yükselmesi demek yatırımcıların pay senetlerine olan taleplerin azalması demek “.

İç borçlanmanın pabucu dama atılmış. Yerli firmaların yabancı firmalar tarafından alınması yada Türk firmaların yabancı ortaklıklar işleminde bir ekonomi düzeyinin başarısından söz ediliyor.

Etiketler:
Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

EN SON HABERLER

Gaziantep'in İlk Haber Ajansı