admin oeyyupoglu1@gmail.com
TUFAN GÜNDÜZ’DEN YAVUZ SULTAN SELİM VE ŞAH İSMAİL SORULARINA YANIT
Şahinbey Belediyesi’nin hafta sonu açılışını gerçekleştirdiği “Şahinbey Kitap Günleri Fuarı’nın dünkü söyleşi konukları tarihçi Prof. Dr. Tufan Gündüz ve program yapımcısı Pelin Çift idi.
Güzel bir söyleşi oldu.
Konu Yavuz Sultan Selim.
Elbette Yavuz Sultan Selim’i anlatırken Şah İsmail’den söz etmemek olmazdı.
Tufan Gündüz Osmanlı Safevi gerilimini anlatırken Yavuz Sultan Selim’e karşı Şah İsmail’in meydan okumasını değerlendirdi.
Elbette Yavuz Sultan Selim övgüye nail bir sohbet çerisinde yer alırsa; hiç kuşkusuz karşıt sorularda yerini bulur ki; buldu da.
Bir bayan öğretim görevlisinden gelen bir soru hemen izleyicileri de şaşırttı. Yavuz Sultan Selim Şah İsmail ile savaşında Türkmenleri katletti mi?
Hazır cevap söz “şiirlerde böyle bir bulguya rastlanmamıştır”
Bir lisans öğrencisinden bir soru; “Şah İsmail bizden mi; Şah İsmail de bizden diyebilir miyiz?”
Tufan Gündüzden gelen cevap ”elbette şah İsmail de bizim.”
Bu cevaptan sonra salondan büyük bir alkış ama baktım salonda bu cevaptan ve alkıştan alınan ,bozulan insanları da görmek beni elbette üzdü.
Çünkü iki Türk devleti kendi hegemonyalarını kurmak üzere birbirine meydan okumuşlar, biri yenmiş diğeri yenilmiş .o kadar. Savaşın sonucuna katlatmak gerek.
Lakin önümüze yüzyıllardan beri konan hatta şeyhülislamların fetvalarıyla Şah İsmail taraftarı Türkmenlerin “sıra dışı”, “din dışı”, “ rafizi” ilan edilmeleri.. Ve bugüne kadar geldiğini yaşadığımız her alanda görebiliyoruz.
Anadolu’da sosyal ve siyasi dengelerin bu zemin üzerinde kurulmasının acılarını bu toplum çok çekti.
Hala çekiyor.
Her ne kadar Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim’in savaşı ileride mezhepsel bir hesaplaşmaya dönüşse bile; özünde hakim olma hırsının bir göstergesi.
Aynı bakış açısı Osmanlı’da hanedanlığı elde etmek için kardeş kanının dökülmesi. Osmanlı siyasi devlet yapılanmasına isyan eden başta Kalenderi isyanları. Bu isyana Osmanlının içinde yeniçerilerin katılması..
Bu tarihi bir vaka.. Hem de siyasi bir vaka..
O günden bu güne yansıyan ve şeyhülislamın dilinden düşmeyen Aleviliğe karşıt fetvalar ve bu yönde bugüne kadar bu konuda yeni nesillerin ötelenmiş yeni nesillere bilinçli karalama ve itibar kaybına yol açan sözleri..
Gerçi konuyu Tufan Hoca 1 saatlik bir söyleşide 3 dakikalık bir cevaba sığdıramadı ama; cevap yarım kaldı.
Aslında bu konunun tümünü Pelin Çift ile beraber yaptığı televizyon programlarının youtube daki videolarında bulabilirsiniz.
Bu söyleşi güzel bir söyleşiydi ama biz bir saati çok az bulduk. Çünkü Tufan Hoca ile Pelin Çift’in bütün söyleşilerini gece sabaha kadar süren sürede ilgi ile izledik. İzlemeye devam ediyoruz.
Dün padişah kendi kardeşlerine karşı hegemonyasını kurmak ve savaşmak zorundaydı.
Bugün ise önce demokrasi dedik, ardından kim teknolojiyi elinde tutarsa o hegemonyasını kurar diyoruz.
Dün kardeşlerden kim hayatta kalırsa o padişahtı; bugün seçme ve seçilme özgürlüğünde kendimize hakça bir düzen arıyoruz.
Çağımız artık 1500-1600 lü yıllar değil. Çağımız siber çağı.
Bakın bu yazıyı yazarken şu anda sosyal medya paylaşımları durmuş ve açılmıyor. Ne facebook nede twitter ne de instagram.
Önceleri alıntıları kitaplardan yapardık. Şimdi Google taramasından bulup yapıyoruz.
Yani Google, facebook, whatsapp, instagram hayatımızda hegemonyasını kurmuş.
Pandemi ile e ticaret,mobil uygulama, zoom toplantıları da hayatımızın artık vazgeçilmezi oldu.
Geriye dönüp baktığımızda ;
Sanal ağ kesildiğinde hayat duracak. Yani yaşamımızın bütünü adını sanını bilmediğimiz birilerinin elinde .Bilgi ve teknoloji kimin elindeyse o hükümdar.
Ahmet Arif’in şu dizelerine ne demeli;
Binlerce yıl sağılmışım
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı seher sabah uykularımı
Hükümdarlar saldırganlar haydutlar
Haraç salmışlar üstüme
Ne İskender takmışım
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler gölgesiz
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım
Görüyor musun?”
Ve..
Dayatılan sosyal medya ve teslimiyet.
5 ton buğdaya 1 telefon.
Eldeki kıymet bu.
Ve hala;
Biz hala Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail çatışmasının kalıntılarının arasına sıkışmış mezhep kargaşasındayız.